Dolunay geceleri hep bana farklı hissettirmiştir. Çocukken pencereye çıkıp gökyüzüne baktığımda, o koca yuvarlak ayın ışığı altında uykuya dalmakta zorlanırdım. Sonra büyüdüm, sosyal medyada bir şey dikkatimi çekmeye başladı: “Koç
Dolunay geceleri hep bana farklı hissettirmiştir. Çocukken pencereye çıkıp gökyüzüne baktığımda, o koca yuvarlak ayın ışığı altında uykuya dalmakta zorlanırdım. Sonra büyüdüm, sosyal medyada bir şey dikkatimi çekmeye başladı: “Koç
Uçağa ilk binişimi dün gibi hatırlıyorum. İçimde tarifsiz bir heyecan vardı ama heyecanın içinde derin bir kaygı da gizlenmişti. Kapalı bir tüpün içinde, gökyüzünün binlerce metre üzerinde olma düşüncesi aklıma
Atlara olan hayranlığım her zaman içimde tarifsiz bir mutluluk uyandırdı. Onları uzaktan görmek bile yüzümde tebessüm bırakıyordu. Fakat bir gün yakından yaklaşmak istediğimde, içimdeki heyecanla birlikte korku da beni sardı.
Sabahın ilk ışıkları odama süzüldüğünde gözlerimi aralamayı hep çok sevdim. O an, dünyanın uykudan uyanışına tanıklık etmek gibi geliyor bana. Sessizlik henüz bozulmamış olur; sokaklar kendi nefesini tutar, kuşlar hafifçe
Gece gözlerimi kapattığımda sanki bu hayattan kopuyorum. Bedenim burada kalıyor ama ruhum başka bir yere gidiyor gibi… Belki de gerçekten öyle. İçimden hep şu soru geçiyor: acaba biz iki farklı
Manifestlemek… Son aylarda sık sık duyduğumuz, özellikle sosyal medyada neredeyse her köşe başında karşımıza çıkan bir kelime. “Ben bunu manifest ettim, oldu.”, “Hayalini yaz, evrene gönder, kesin gerçekleşir.” gibi cümleleri
Fotoğrafçılık benim için bir hobi değil sadece, bir nefes aralığı. Hayatın hızla aktığı anlarda deklanşöre basmak, zamanın bir parçasını sonsuzluğa sabitlemek gibi. Özellikle sokak fotoğrafçılığı… Bir şehrin kalp atışını, yüzlerin
Büyülü bir zaman mümkün bence.Hayat ile savaşarak değil de. Severek mümkün. Belki yeni bir manolya çiçek açmıştır. Belki Akdeniz’i ve Ege’yi begonvil ele geçirmiştir. Gölleri yunuslar basmış, dağları kuşlar ev
Uzunca bir süredir dilinizi elinize alıp beni eleştirmediğinizi fark edip yargılamanın, kendince senaryolar üretmenin hazzını yaşatmak için oturdum klavye başına. Yaşanılan ekonomik sıkıntılar cebimizde para denilen kağıt parçasını bırakmamakla kalmadı,
Aylardan Nisan. Ne garip şimdiye kadar hiçbir zaman dilimini söküp atmak istememiştim hayatımdan. Bir haftayı, o haftanın saatini, dakikasını, saniyesini ve hatta salisesini. Acı acı çalan telefondan; kulağımı tırmalayan içimi
Herkes Mobbingden bahsediyor.. Bu nedir? Mobbing, arada sırada biriyle dalga geçmekten, biriyle tartışmaktan veya birisiyle alay etmekten çok daha fazlasıdır. Birisi, uzun bir süre boyunca başka bir kişiyi defalarca aşağılayıcı
Ölüm hak, miras helal derler kültürümüzde. Katıldığım cenazelerde genelde 2. 3. günün sonunda konuşulurdu yakınları tarafından nasıl pay edileceği. Sanki kurbanda danaya girmişler amk 🙂 Düşünür hep gülümserdim o sahnelere.
Evde uzanıyorum. Mevsim Yaz. Çukurova sıcağında şort tişort. Soğuk biramı yudumlayarak serinlemeye çalışıyorum. Bir kaç gün evvel kızdığım aracımı satmışım. Bir yerlere de gidemiyorum. Olur olmadık zamanda nazlanacağı tutar yolda
Kaşların doğuştan mı çatık? Bakışların donuk, ifadesiz ve sert? Neden? Çalışma arkadaşlarımızla mesafeli bir şekilde oturmuş çayımı yudumlarken geldi bu soru hiç beklemediğim birinden. Soruyu ortamın havasıyla geçiştirdik; ama geriye
Schopenhaouer Felsefesi Üzerinden Hayata Dair Bazı Şeyler Ve Doğu İle Batının Mutluluk Anlayışı İle Zihinsel Uyuşturucular Zincirinin Soy Kütüğü “Doğuştan gelen tek bir yanılgı vardır. O da mutlu olmak için
Hayata hiç bir şeyi seçemeden geliyorsunuz. Şanslıysanız sizin için ömrünü ömrünüze koyacak bir anne, baba, abi, kardeşe sahip olursunuz ya değilseniz… Öyle ki bir de kız çocuğu olarak dünyaya gelmişseniz
Hayata dair tutumumuz gerçekle ne kadar uyum içinde olursa beklentilerimiz de o düzeyde mantıklı olur. Bu durum bakış açımızı berrak, davranışlarımızı kararlı kılar kendimizi bulmamızı ve kendi içimizde tutarlı olmamızı
HAYAT MALİYETİNİ KARŞILAMAYAN BİR YATIRIMDIR. BU YÜZDEN HER ŞEYİN BİR FİYATI VARDIR AMA HİÇBİR ŞEYİN BİR DEĞERİ YOKTUR. Vitray FRESKO imparatorluğun ayak sesleri Ben ölümsüz değilim ama öldürülemezim çünkü ölebilmek
Mutluluk, elimizle tutamadığımız, gözlerimizle göremediğimiz ama hissedebildiğimiz insanın içini ısıtan bir duygudur diye tanımlayabiliriz bence. Mutluluk, kimilerinin parada, kimilerinin aşkta, kimilerinin ise makam – mevkide olduğunu zannettiği ulaşılmaz sanılan duygu…
Pek şiir sever biri değilimdir; ama insanın içine işleyen, işte bu tam da şu anki ruhumu anlatıyor dediğim dizelerin de hastasıyımdır. İnsanın kendini başkasından dinlemesi herkesçe olmayabilir; ama benim hoşuma