Tüm sosyal mecranın yanı sıra kitlesel iletişim araçlarından da anladığım kadarıyla ülkede kar yağıyorsa blog olarak bunu bizim de duyurmamız gerekir diye düşündüm. Evet değerli okuyucularımız, Türkiye’de her yer karlar
Tüm sosyal mecranın yanı sıra kitlesel iletişim araçlarından da anladığım kadarıyla ülkede kar yağıyorsa blog olarak bunu bizim de duyurmamız gerekir diye düşündüm. Evet değerli okuyucularımız, Türkiye’de her yer karlar
Her önceki sene gibi 2021 de bitti. Her yer kırmızı beyaz, pul payet konseptte. Ben de içinde bir damla yılbaşı heyecanı olmayanlara yazayım dedim… Kötümserlik falan değil bu ama bir
Çok klasik bir cümleyle başlayacağım, neresinden başlayacağımı bilmediğim bir yazı olacak ama olabildiğince gerçekten ne durumda olduğumuzu yazmak istiyorum. Olabildiğince yalın ve gerçekçi… Benim başıma gelen bir olayla başlamak istiyorum,
Kırmızı pabuçlar, lacivert çizgili beyaz bir elbise… Tek odalı bir evde sıra sıra yere serilen yatakların tam ortasında annemin koynunda, heyecanla sabahı bekliyordum. Bayram sabahını… Yeni olmadığını bildiğim; ama kimden
Ya bir gün, her zaman kendi hayalini kurduğun mükemmel dünyada uyanmazsan? Dünyamız mükemmel olmaktan uzak, yokuş yukarı değil. İklim değişikliği, kirlilik, ormansızlaşma, aşırı avlanma, yok olma ve aşırı nüfus. Bizi
20. Yüzyıl iki dünya savaşı gördü. Birinci dünya savaşından evvel bizim için Balkan savaşları, 93 harbi gibi bir sürü savaş vardı. Kurtuluş savaşı da dahil zannedersem dört milyon dörtyüzbin şehit
Anayasanın ilk 4 maddesi değiştirilebilir! Hemen itiraz etmeyin. Anayasanın ilk dört maddesi değiştirilemez ve teklif edilemez maddesini biliyorum ancak değiştirilmesini teklif edebilecek durumda zaten değilim. Ancak konuşmamız, tartışmamızda yasak değil
Öyle üzgünüm ki nereden başlayacağımı, nasıl anlatacağımı bilmiyorum. Kızgınlık, üzüntü, isyan, hüzün, korku, birçok karanlık duygu kol kola girip birbirinden güç alarak kaynıyor içimde. Cesur sesiyle ve samimi kalemiyle genç
Ne güzel tepkiydi değil mi? Tüm dünya ayağa kalktı. Heryerden #NoToRacisim tweetleri yağdı. Eskiden olsa (Eto’yu hatırlayın) maça devam edilecekken bu sefer çığ gibi büyüyen destek sonrası maç ertelendi, hakemler
Hayata hiç bir şeyi seçemeden geliyorsunuz. Şanslıysanız sizin için ömrünü ömrünüze koyacak bir anne, baba, abi, kardeşe sahip olursunuz ya değilseniz… Öyle ki bir de kız çocuğu olarak dünyaya gelmişseniz
Gözyaşlarımız Pınar oldu akıyor… Yine güzel bir kadının ardından bakıyoruz. Bu kaçıncı diye isyan edeceğiz bir süre, Birkaç gün sonra unutacağız belki de! Bu kaçıncı Pınar, Kaçıncı ağlayışımız cehaletin koynunda
Bu sene çok farklı diğerlerinden, ıssız veya savunmasız değilim. Kimsesiz de. Belki çokça yalnız, biraz dargınım kendimle ama fazlası değil. Sen de çok farklısın gözümde, kafamda kurguladığım o büyük adam
Neden ısrar ettiğinizi ve illa ben düğün yapacağım dediğinizde başınıza nelerin geleceğini yazdım, önceki yazımda. Madem düğünsüz olmaz diyorsunuz, 1 Temmuz’da açılacak düğün salonları genelgesini de dayanak alarak bir kaç
Covid-19’un ülkemize giriş yaptığı 11 Mart itibariyle, askıya alınan bahar-kır düğünleri 1 Temmuz’da düğün salonlarının açılacak olmasıyla bana göre 2. dalgaya kırmızı halı seriyor. Bu dönemde nikahını yapıp usul usul
Oruç Aruoba’yı kaybettik. Hepimizin başı sağolsun… Oruç Aruoba’nın Hayatı Yazar, şair, felsefeci. Akademisyen olarak başladığı kariyerine yazar ve çevirmen olarak devam etmiş, edebiyata ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. Türkiye’nin
Dün Twitter’a düşen bir TikTok videosu, işsiz güçsüz Twitter alemini bütün gün Çileği gömmekle meşgul etti. Öyle ki ana haber bültenlerine bile taşındı. Bilim kurulu, bakanlar kurulu toplantısına taşınacak diye
1960’lı yıllarda, 14 Mart Tıp Fakültelerinde ki öğrenci dernekleri tarafından dergi çıkartılmaktaydı. Dergilerde öğrencilerin ve hekimlerin sorunları ön plana paylaşılıyordu.Ülkemizde Sağlık Çalışanlarının sorunlarının tartışılması, tıp bilimine katkı sağlayanların ödüllendirildiği bir
Ben bir kadınım, beş harften öte. Bir zamanlar anneydim, bir zamanlar evlat… Bir zamanlar birileri sevdi beni. Belki okuduğun bir şiirdeydim, belki geçtiğin o sokakta, belki hiç bilmedin beni. Her
Gün geçmiyor ki bir kadının öldürüldüğü, tecavüze uğradığı, şiddete maruz kaldığı haberiyle gözümüzü açmayalım. Kendimiz için korkmaktan, kızlarımız için korkmaktan, analarımız-bacılarımız-arkadaşlarımız için korkmaktan, üzülmekten yorulduk. Kendisini kadının sahibi gören, kadın
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin ve memnuniyetsizliğin sayabileceğimiz onlarca nedeni vardır. Bu nedenler, bizim penceremizden baktığımızda hep haklı gerekçelerle savunulmaya başlar. Çalışma koşullarımızın güçlüklerinden, hasta sayılarına gelinceye kadar sıralayabileceğimiz pek çok