Büyülü bir zaman mümkün bence.
Hayat ile savaşarak değil de. Severek mümkün. Belki yeni bir manolya çiçek açmıştır. Belki Akdeniz’i ve Ege’yi begonvil ele geçirmiştir. Gölleri yunuslar basmış, dağları kuşlar ev edinmiştir. Topraklar yeşiller ile dolmuş, binalar yıkılmış, küçük kulübeler sarmıştır dört bir yanı. Her insan dağ suyu içer olur belki bir gün. Her daim öfke ile nöbetleşe vakit geçirmek yorar oldu biz insanoğlunu. Kaçmak istedik sadece. Oysa kaçabilsek bu kentleşen faşist yapıya engel olabilir miyiz? Bu sefa düşkünü insanlardan bu şekilde öç alabilir miyiz? Bizi durduran şeyleri ne güzel anlatmış Can Yücel “GİTMEK” şiirinde.
Diyor ki; monotonluğun içine sıkışıp kalıyoruz.
Buna biz sebep oluyoruz aslında. Söylemek istediğimiz her şey birikiyor içimizde. Bir tatile hasret kalıyoruz çoğu zaman. Gerçek olmayan bir tebessüme. Sıcak olmayan bakışlara. Sahte gözlere inanıyoruz. Sahteliği öğreniyoruz. Burada sahteleşme başlıyor hayatlarımızda. Gerçekten yoksun. Gerçeği ve sahteyi ayırt etmeye ise insan sarraflığı adını veriyoruz. Ne komiksin sen insanoğlu. Her şeye bir kılıfın var. Her insan için başka bir insanın heybe ’si var. Bir insan seni hangi heybe ’ye koyacağını seçebilir iken sen sadece seçilen tarafa yerleştirilen oluyorsun. Oysa kendisi kadar kıymetlidir heybeye yerleştirdiği o güzel varlık. Tabii o fark edecek de, bir gün heybe’yi kurcalar iken eline diken batınca. Oysa heybe ’ye değil de göz önünde tutsa da dikenleşme ise o kalabalık heybe’ de kendince. Sonra da suçlarız o dikeni.
Ee.. ne oldu da böyle? Diye.
Suçlama bir tek insanlığa verilmiş bir kendini haklı çıkartma söylemidir. Kendine bakmaz ne oldu diye.
Ee.. işte sonra da insanız nankörüz diyerek bir aklama türemiş dillerde.
Ne kadar basit düşünüyoruz aslında biz insanoğlu. Üzgünüm yeterince insan olamadığımız için. Bunu biz yaptık.
Harsel ve Graten’i fırınlarda yakan, kırmızı başlıklı kızı yaşlı kurt’a yediren, rapunzel’i saçlarından yukarı tırmandıran prens’i, uyuyan güzeli uyutan iğneyi yapan yaşlı cadıyı biz yarattık insanoğlu. Bir insan olarak özür dilerim 40 yağmurları ile sizden insanoğlu.
Nice Nisan aylarına.

HİÇLİK
