Gerçek olmasını dilediğim bir hayalim vardı. Yıllarca içimde büyüttüğüm devleştirdiğim bunu yaptıkça ulaşılamazlığa götürdüğüm bir hayal. Sonra bir gün o 24 saatin 1 saatinde karar verdim çekip gitmeye hayalime kavuşmaya İngiltere’de yaşamaya.
Para değeri bizimkinin yaklaşık 4 katı olan bir ülkede yaşamaktan bahsediyorum. Yani 4 lira dan biraz fazla veriyosunuz dövizciye size 1 paund geri veriyor.?? Desteyle gittiğim Gazipaşa’daki dövizciden 3 5 banknotla çıktım:) Yanımda bulunması gerekli olduğu içindi bu para çünkü ordayken kredikartınızı kullanabilirsiniz. O kadar rahat ki internet bankacılığından aylık borçlarınızı da yatırır para kontrolünüzü de yapabilirsiniz. Ha bu arada o para niçin gerekliydi şunun için; hani oldu ya otobüse bindiniz şoför beyden gideceğiniz yere bilet kesmesini isterseniz orda nakit paraya ihtiyacınız oluyor ve birde bazı clublarda giriş ücreti kartsız yapılıyo kaçırmış olmayın, geceniz berbat olmasın:))
Yazının başlarında söylemem gerekeni unutuyordum nerdeyse; vize almak öyle zor da değil kolay da… Bir kere dil için gitme bahanesi iyi bir bahane yoksa o kadar uzun kalmanıza izin vermezler de zaten. Dil okuluyla anlaşıp okuyacağınız dönem kadar paranızın yatırılmış ve davet mektubunuzun okul aracılığı ile tarafınıza gönderilmesi şart. İşte bir tüyo burda; hani paranız yoksa rica minnet bir parça ödemiş olduğunuz okul kaydınızı tam gibi gösterip davetiyenizi alabilirsiniz. Her okul yapmaz onlar bizim gibi değiller şansınıza artık. Sonra hesabınızda orda kalacağınız süre boyunca aylık olarak harcama tutarı belirlenmiş ederin var olması gerekir. Yani aylık 100 paund demiş ise İngiltere hükümeti onu kalacağınız ay ile çarpıp hesabınızda tutmanız gerekecek hemde başvurunuzdan 3 ay önce bu işe başlamış olmanız gerekecek ve burası ilginç çünkü eskiden böyle birşey yoktu diyen arkadaşlar var. Bu hesabınızdaki paranın suyu nerden geliyor diye bir belge istiyorlar. Burada bahsedilen para babanın hesabı, eşinin hesabı ya da kendi hesabınız olabilir o zaman ses çıkarmıyorlar. Bir de çalışıyorsanız şirketinizden o sürelerde izinli olduğunuza dair belge vs. Bu konuyu fazla uzattım ama başvuru şartları maddeler halinde çok güzel ifade edilmiş. Danışmanda karşılığını alarak bu işleri kolayca hallediyor. Peki ya sonra? Ver elini İngiltere?
Kalacak yerden hiç bahsetmedik değil mi. Şimdi şöyle ki; okul size istediğiniz şartlarda bir yer buluyor listede kaç kişi kalmak istersin, wc sana mı ait olsun, sigara içilsin mi, vejeteryan mı etçil mi, otel mi motel mi, aile yanı mı, hayvan olsun mu, kaç tane olsun, yemek kahvaltı mı akşam mı vs. gibi upuzun bir liste işaretleyerek seçimini yapıyosun. İlk ayın ödemesi önden yapılıyor mecburi sonra bir tüyo daha ki bu işinizi çok görecek : eğer aile yanı istediyseniz ki bunu yapmalısınız bence de çünkü dilin gelişmesi için sürekli konuşulması şart ya da birçok odası olan bir apart orada da birçok kültürden arkadaş edinebilirsiniz ama bizimkilere benzemez ordakiler merak etmeyin daha iyisi ama çok eskisi:)) Her neyse aile yada apart sahibiyle eğer ki samimiyetine inandıysanız ve kendinizi sevdirdiyseniz aracıyı ( okuldur kendisi ) kaldırır ev sahibinin istediği fiyattan kalmaya devam edebilirsiniz tabi sonra okula yalan söylemeler vs çünkü okul ay bitmeden memnuniyetini yer değiştirmek isteyip istemediğini sorguluyor:) Hem senin için hem ev sahibi için. Öyle kaç lira olcak ki demeyin aradaki para değer farkını unutmayın o parayla nerelere gidilir yenilir içilir bir bilseniz:))
Ya pasaporttaki bekleyiş, derdini anlatabilme:) Cem Yılmaz’ın bu konudaki betimlemesini izlemediyseniz hemen pc başına:) Hatırlayanlar için anlatacaklarım onunkinden farklı değil tabi ki. O koridorlardan yürürken zaten bir dolu kamera tarafından görüntüleniyorsunuz birşey yakalasalar oracıkta alıp götürürler merak etmeyin:) Bana sorarsanız muhakkak yanınızda okuldan aldığınız davetiyeniz olsun ve kalacağınız yerin adresini belirten bir kağıt okul onaylı o da tabi. Size ne için geldiğinizi sorduğunda kısa ve net öğrenciyim ya da zaten diğerini siz biliyosunuz. ( be tourist ) Şu kadar zaman kalıcam dedikten sonra bu da evraklarım derseniz karşınızdaki pasaport memurunun soru sorma hakkı kalmaz, damgayı basar, eyvallah dersiniz:) Ve asla unutmuyorsunuz her cümleden sonra teşekkür etmelisiniz. Yoksa hemen kabalaşabilirler ve de ne sorular ne sorular hele bir de stresini farkederse üstelik bir de tuhaf biri olursa ki konuşmayı severler artık uğraşır durursunuz:)
Pasaport sırasında doldurmanız gereken minik bir kağıtçık var bu da önemli. Büyük harfle doldurulması siyah renkli olmasına dikkat ediniz ve üzerinde karalama yapmayın vs denir lütfen bu kağıtçığı bindiğiniz uçaktaki host ya da hosteslerden istemeyi unutmayınız. Eğer ellerinde yoksa pasaport sırasına girmeden önce doldurunuz muhakkak. Onsuz giriş yapılamaz çünkü. İçerisinde ne tür bilgiler var: adınız soyadınız, doğum tarihi, doğum yeri en son hangi havayolundan ayrıldınız, ne kadar süre kalacaksınız, mesleğiniz gibi bilindik sorular. Dolduramadığınız takdirde host ya da hosteslerden ya da pasaport sırasında etrafınızdakilerden yardım isteyebilirsiniz ama sakın teşekkür etmeyi unutmayın:) Sonra size ne kaba şey demesinler:)
Eğer kalacağınız yer havaalanına yakın ise lütfen treni kullanın. Yok beni karşılasınlar havam olsun diyorsanız da öyle çok para da istemiyorlar 100-150 lira civarında adınız yazılı filmlerdeki kareler gibi bekleyen biri olur ve şık bir arabayla evinize kadar bırakırlar ve öyle kibardırlar ki valizinizi bile taşımanıza yardımcı olurlar. Ve neyi unutmuyoruz : teşekkür etmeyi:)))
Valiz demişken bundan da bahsetmemek olmaz. Lütfen ama lütfen valizinizin ağırlığı verilen limiti geçmesin. Çünkü istediğiniz herşeyi bulma şansınız var ve fazla bagaj parası ödeyeceğiniz o parayla gidince ordan da istediğiniz kıyafetleri, ayakkabıları, çantaları alabilirsiniz:) Yemin ederim hergün başka bir kıyafet kombinlersiniz. Sakın ama sakın 1 valizden öteye geçmeyin eziyetten başka hiçbirşey değil başıma geldi diye söylüyorum.
Dönmenize son üç ay kalaya kadar varını yoğunu ‘schengen’ vizesi almaya harcayın 🙂 Son üç aya girdiğinde vize başvurusunda bulunma hakkınız kalmıyor çünkü. Tavsiyemdir yılbaşında ülke ülke gezin turlayın. Ama tabiki canınız hangi ülkeye gitmek isterse oraya gidin offf ne harika değil mi?
İngiltere Birleşik Krallık biliyorsunuz ki o yüzden Edinburgh ve İrlandaya geçiş belli şartlarda serbest, dolayısıyla yeşilin başka binbir tonunu görmeden de gelmezsin heralde sadece havadan bakmakla yetinmeyin benim gibi☺ Trenle müthiş bir seyahat oluyor, hava yolu da ucuz. Tek başına deneme! English man in Newyork taki gibi olma?
Evveet ! Gitmemek için hiçbir sebep yok ki ben daha güzelliklerinden bahsetmedim bile:)
Merak ettiğiniz başka konularda seve seve yardımcı olmaya çalışırım.
Sevgilerle..