Oruç Aruoba’yı kaybettik. Hepimizin başı sağolsun…
Oruç Aruoba’nın Hayatı
Yazar, şair, felsefeci. Akademisyen olarak başladığı kariyerine yazar ve çevirmen olarak devam etmiş, edebiyata ve düşünce dünyasına önemli katkıları olmuştur. Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli düşünürlerden biridir. Hume, Rilke, Wittgenstein, Nietzsche, Von Hentig, Başo ve Celan’ın eserlerini Türkçe’ye çevirerek literatüre kazandırmıştır. Özgün ve yalın bir stille yazdığı haiku tarzındaki şiirleri yediden yetmişe bir çok okuyucuya ulaşmış ve sevilmiştir. Aruoba, aforizmalara dayalı felsefi metinleri oldukça başarılı bir biçimde kaleme almış ve Türkiye’nin Nietzsche’si olarak anılmıştır. İle, Uzak, Yakın, Hani, Yürüme, De ki İşte, Tümceler, Ne ki Hiç yazarın önemli kitaplarındandır.
Özlediğin Gidip Göremediğindir
Özlediğin, gidip göremediğindir;
ama, gidip görmek istediğin
Özlem, gidip görememendir; ama
gidip görmek istemen
Özlediğin, gidip görmek istediğin-
ama gidip göremediğin
Özlem, gidip görmek istemen-
ama, gidememen, görememen;
gene de, istemen
Kendi Olarak Sana Gelen
Kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, seninle olmaya bağlayan
O, işte…
Yazılamayan Zaman
Her şeyi yazarım da
zamanı yazamam
o yazar çünkü
beni.
Yazar beni
yavaş yavaş
özenli –
azalta azalta
görkemli
sanki
dolduracakmış
olduracakmış
gibi.
Halbuki
sıyırıp düşürmüştür
tırnağımdaki çürüğü
parmağımdaki yarayı
kabuk kabuk
geçirmiştir
geçerken, sanki
çoğalta çoğalta
yazarak
beni:
özenli
görkemli.
Geldim
Oraya geldim
oradan gittim:
Öylesine yakındık ki.
Dalından kopardığım yeşil elmanın
iki yarısı değil
hepsini yediğin kendisi gibi.
İçinden geçtiğimiz kokulu karanlığı
delip geçen parlak ışığım gibi.
Koyu yeşillikler içindeki evin
gözümüze çarpıveren
sarı sıcak penceresi gibi.
Ayaklarımızın altında kıpırdanan
serin denizin parıltıları gibi.
Öylesine yakınız ki
oraya geldim
orada olacağım.
Yorgun musun?
Yattın mı?
Uyu –
düşünme beni.