Evde kalmak ve her an dışarı çıkamamak elimde var olan kitapları bitirmek adına çok faydalı oldu benim için. Yoksa bu kitabı anında bırakır, okumaya devam etmezdim başka uğraşlarım olsaydı… Çünkü
Evde kalmak ve her an dışarı çıkamamak elimde var olan kitapları bitirmek adına çok faydalı oldu benim için. Yoksa bu kitabı anında bırakır, okumaya devam etmezdim başka uğraşlarım olsaydı… Çünkü
“Evrensel bir ezgidir Zülfü Livaneli, Ya da eşsiz bir film karesi, Belki de sonu gelsin istemediğimiz bir romandır o. Ama en çok da umuttur. Hep genç kalan, gençlikle çoğalan, her
Yaprak Dökümü’nün Ceyda’sıydı benim için her zaman. Meğer aynı zamanda kitapları da varmış Başak Sayan’ın… Ben o yönünü biraz geç keşfetmişim anlaşılan. Normalde “herkes kendi işini yapsın” diyenlerdenim ama Başak
Bugün çocukluğuma sarıldım, 10 yaşıma, en saf yanıma, ilk masalıma… Seni gördüğüm ilk güne gittim yeniden… Her şeyi bıraktım arkamda, yalnızca gözlerimdeki parıltıyı bırakamadım sana bakarken. Yaşımı bile bıraktım geride,
Herhangi bir engeliniz var mı? Ya da engelli bir tanıdığınız… Cevabınız ne olursa olsun Allah zihin engellerinden uzak tutsun herkesi. İşte böyle bir kitap okuyorsunuz “İçimdeki Müzik” ile beraber. Beyin
Öyle bir dizi düşünün ki var olan bütün toplumsal sorunlara değinsin, kamu spotu tarzında mesajlar versin, ailece karşısına geçin ve izleyebilin. Kulağa hoş geliyor öyle değil mi? Niye izlemeliyim bu
Ne kadar çok film ve kitap var; Naziler ve zulmettikleri hakkında. Gerçi nasıl olmasın ki… İnsanlık tarihinin en acı ve en karanlık zamanları… Böyle bir dönemde yaşamayı hayal bile edemezken
Efsane, sözlük anlamıyla, eski çağlardan beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayali hikaye, söylence demektir. Kimine göre bir aşktır efsane, kimine göre ilham veren bir insan… Kimi aşkına kavuşunca
Bu yazı bir programı mı yoksa bir konuğu övme yazısı mı olacak şu an ben bile kestiremiyorum. Okuyup görelim isterseniz hep birlikte. Uzun yıllar ekranlarda gördüğümüz, sivri diliyle bilinen ve
Tarih 16 Mayıs 1919… Mustafa Kemal’in, Şişli’de üç katlı bir evden büyük umutlarla, umutları kadar büyük olmayan bir vapura doğru ilk adımını attığı gün… O vakitler tarih karanlıktı belki ama
“Ölenlere acınır da doğanlara neden acınmaz? Aslında doğanlara ölenlerden daha fazla acımak gerekir.” Oldukça eski olmasına rağmen son yıllarda daha çok dikkat çeken Göbeklitepe’yi bu sefer de İskender Pala’nın kitabına
Karantina insana neler yaptırıyor neler… Kimisine evde ekmek yaptırıyor, kimisine mutlu olmayı öğretiyor. Kimisine bir hobi edindiriyor, kimisine de kitaplıktaki bütün kitapları okuma fırsat veriyor. Ben son gruptaki insanlara giriyorum
Niye her şeyi kötülemeye, izlemeden yerden yere vurmaya bayılıyoruz, anlamadım… Tanıtımlarından sonra sosyal medyada eleştiri yağmuruna tutulan Aşk 101’i başıma bir şey gelmeyecekse beğendiğimi söyleyebilirim. Öncelikle oyuncu seçimleri çok başarılı…
Minicik dünyasında esir alınmış bir çocuğun muhteşem başarı mücadelesi… Gündüz kuşağı programlarından tanınan, NLP Uzmanı Alişan Kapaklıkaya’nın geçen gün bir yazısına rastladım. Ebru Şallı‘nın oğlunun ölümü üstüne (Allah rahmet eylesin)
Romanlaştırılmış bir tarih kitabı… Bu kitap Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah hakkında bilgiler veren, İran tarihini anlatan ve bu tarz kitapları sevenler için bulunmaz bir nimet… Ömer Hayyam’ın rubaileri
Ahmet Ümit hayranlığımı artık biliyorsunuz diye düşünüyorum. İlk okuduğum kitabı İstanbul Hatırası’ydı ve o kitabından sonra bütün kitaplarını alıp okumaya karar vermiştim ama okumadığım bir kitabı vardı; tamam dedim, o
Muzo.. Bilenler bilir, bilmeyenlerin de en kısa sürede kendisini tanımasını tavsiye ettiğimiz efsanevi radyocu…
Hasan Ali Toptaş “çocuk aklı”nın hikmet dolu bilincini bir gürgen dalına tercüme ediyor ve insanlığımıza onun gözüyle bakmamızı sağlıyor.
Alma mazlumun ahını, çıkar korona korona. (Doğanın ahını aldık, başımıza neler gelecek daha acaba?)
İlk defa bu sene perdeleri kapalı kutlanacak olan 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.