içinde

Semerkant – Amin Maalouf

Romanlaştırılmış bir tarih kitabı…

Bu kitap Ömer Hayyam, Nizamülmülk ve Hasan Sabbah hakkında bilgiler veren, İran tarihini anlatan ve bu tarz kitapları sevenler için bulunmaz bir nimet… Ömer Hayyam’ın rubaileri ile süslenmiş, tarihte iz bırakmış kişiler hakkında bilgi alabileceğiniz, okudukça her satırında yeni şeyler öğrenebileceğiniz bir kitap.

YALNIZ…

Kitapta çok fazla kişiyi bir olay olmasından kaynaklı yavaş ilerleyen ve okurken araştırma yapmanız gereken bir kitap. Bence dili de çok sade değil. Birkaç cümleye, çevresinden kaynaklı mıdır bilmiyorum ama tekrar tekrar okumak zorunda kalabiliyorsunuz. Mesela “Sultan ve eşi bakıştılar, sonra Melikşah ayağa kalktı.” Bu cümlede kaç kişiden bahsediliyor? başta çıkarılacak sonuç ortamda üç kişi var değil midir? Hayır; ortamda aslında iki kişi var; Sultan Melikşah ve eşi… Bunun gibi daha bir çok cümlede bocalayabiliyorsunuz. 

Kitap dört bölümden oluşuyor, ilk iki bölümün son iki bölüme oranla daha keyifli olduğunu söyleyebilirim. Çünkü ilk bölümlerde Ömer Hayyam’ın hayatını ve o dönemleri okurken son bölümlerde yakın tarihteki İran’ı okuyorsunuz.

Ömer Hayyam’ı birkaç cümlesinden dolayı kendime çok yakın hissettim. Örnek mi istiyorsunuz? “Ne mutlu dünyaya hiç gelmemiş olana” demiş Hayyam… O demese ben derdim bu lafı. 

Benim sıkıldığım zamanlar çok oldu kitaptan ama öğrendiğim bilgiler yanıma kar kaldı en azından. Kitabı okumasaydım Matematikteki X sayısını Ömer Hayyam’ın bulduğunu, hastane ismi olarak kullanılan Avicenna’nın İbn-i Sina’nın batıdaki adı olduğunu, Osmanlı döneminde tarihi kaydeden kişilere “Vakanüvis” dendiğini, “Alamut”un Kartal Meselesi anlamına geldiğini, Şiilerin Hazreti Ali’nin inatçı rakibi Hazreti Ömer’i hiç sevmediklerini, onun ölüm gününü karnaval gibi kutladıklarını, hünnapın meyve dilinde derhal bir öpücük anlamına geldiğini, Semerkant’taki eski bir inanışa göre, bir anne adayı, sokakta hoşuna giden bir yabancıya rastlarsa, yiyeceğini elinden alma cesaretini gösterebileceğini, böylece, doğacak çocuğunun, onun kadar yakışıklı, onun kadar soylu ve düzgün hatlara sahip olacağına inanıldığını hiç öğrenemezdim.  

Kitaplı günler herkese… 

Yazar Asuman ATAGÜN

Siz Ve Biz Blog Editörü
İngilizce Öğretmeni - İstanbul
Rüzgar esiyorsa bırak söğüt düşünsün. Çınara zaten bir şey olmaz.

2 Yorum

Yorum Bırakın

Bir yanıt yazın

Sana Dair Çaresizlikler

Toprak