İnsanın hafızası tuhaf bir şey… Bir yandan kim olduğumuzu belirleyen en büyük güç, bir yandan da bize en ağır yükü taşıtan. Bazen geçmişteki bir gülümsemeyi, çocukluğumuzun kokusunu, sevdiklerimizin sıcak sesini
İnsanın hafızası tuhaf bir şey… Bir yandan kim olduğumuzu belirleyen en büyük güç, bir yandan da bize en ağır yükü taşıtan. Bazen geçmişteki bir gülümsemeyi, çocukluğumuzun kokusunu, sevdiklerimizin sıcak sesini
Geçenlerde Ayşe Kulin’in Aşk romanını okudum. Mevlânâ ile Şems’in ilk karşılaşmalarını anlatırken hissettirdiği o “ezelden tanışıklık” duygusu öyle derin geldi ki, kitap elimdeyken uzun süre düşündüm. Hiç tanımadığımız birini görüp
İş hayatına dair en büyük yanılsamalardan biri, “herkes emeğinin karşılığını alır” sözüdür. Kulağa ne kadar da güzel geliyor değil mi? Ne yazık ki, iş dünyasında adalet çoğu zaman masallardaki ejderha
Anne… Bir kelimenin içine sığdırılmış en büyük kucak, en derin huzur, en temiz sevgi. Onu kaybettiğinde insan, çocukluğunu da, sığınağını da, en güvenli limanını da kaybediyor. Hayatta bazı kayıplar vardır
Bir çocuk düşün; 1452’de, Toskana’nın küçük bir köyünde doğuyor. Adı Leonardo. Çamurun içine bastığında izine bakıyor, derenin kıvrımını çiziyor, kuşların kanat çırpışını gözleriyle takip ediyor. Daha küçük yaşlarda bile dünyayı
Dolunay geceleri hep bana farklı hissettirmiştir. Çocukken pencereye çıkıp gökyüzüne baktığımda, o koca yuvarlak ayın ışığı altında uykuya dalmakta zorlanırdım. Sonra büyüdüm, sosyal medyada bir şey dikkatimi çekmeye başladı: “Koç
Mesleğe başladığım ilk yıl, bir pazar günüydü. Lojmanın önüne Jandarma jipi yanaştı. Onbaşı, “Hocam bir intihar vakası var. Siz nöbetçisiniz, savcı beyle üsteğmenim bir bakıversin dediler,” diye seslendi. “Tamam,” dedim.
Balkonda oturuyorum, elimde sıcacık bir kahve, bir Ağustos akşamüstünün tatlı esintisi yüzüme çarpıyor. Sokak lambaları yeni yanmış, aşağıda çocuklar kahkahalarla koşturuyor, bisikletler vızır vızır geçiyor. Gökyüzü turuncuyla mavinin dansında, yavaş
Polat Alemdar kusura bakmasın ama Türkiye’de öyle “Encümen”, “Aksakallılar Heyeti” falan gibi mistik, gizli toplantılar yapan bir derin devlet yok. Hayal kurmayın yani. “Nasıl olsa derin devlet bizi kurtarır” falan
Hayat bazen öyle anılar bırakıyor ki, zamanın bütün telaşına rağmen silinmiyor. Bir şarkının ortasında yakalayan melodi ya da kalabalığın içinde tanıdık gelen bir yüz… Bir anda kapılar açılıyor ve insan
Geçenlerde arkadaşlarla otururken konu yine dönüp dolaşıp influencerlara geldi. Birisi dedi ki, “Ya kardeşim biz okuduk da ne oldu? Şu an işe gidip geliyoruz, maaşı zor yetiriyoruz. Adam sabah uyanıyor,
‘Neyim olursan ol hayal kırıklığım olma, orası çok kalabalık seni tanıyamam’ demiş Özdemir Asaf Off nasıl bir söz Mıhlandım kaldım Her şeyi olanı ile herkes gibi olan arasındaki ince çizgi
Bugün kendime bir söz verdim. Belki kimsenin duymadığı, belki de sadece içimde yankılanan küçük bir cümleydi ama benim için çok şey ifade ediyor: Artık hayatımı ertelemeyeceğim. Uzun zamandır fark etmeden hep
Ben bu satırları yazarken bir annenin kalbine dokunmak istiyorum. Çünkü biliyorum, bir çocuk dünyaya geldiğinde yalnızca kendi yaşamını değil, annesinin de kalbini büyütüyor. Ve o kalpten koparıldığında, geride kalan sadece
Hani bazen sabah uyanırsın, bir umutla yeni bir günün başlangıcına uyanmışsındır… sonra ayağın halıya takılır, kahve yerine diş macunu içersin ve dolmuşa el sallarken dolmuş seni görüp gaza basar. İşte
Geleceğin sessiz devrimini kucaklamak mı, ondan korkmak mı? Son birkaç yıldır, teknoloji dünyasında belki de en hızlı yükselen kavram: Yapay Zeka. Bilgisayarların kendi kendine öğrenmesi, karmaşık verileri analiz etmesi ve hatta
Masumiyet nedir? Bir çocuğun gözleri mi ? Bir kedinin elinize yaslanıp kendini sevdiren yüzü mü ? Ya da güzel kokulu bir çiçek mi? Sizin aklınıza ilk ne gelir masumiyet deyince.
Bir su akıntısı ile başlar hayat. Çünkü; her şey aslında yolculuktan ibarettir. Zaman yolculuğundan… Bakıldığında yaşadıklarımız hep bizimle gelir ama öyle değildir, olmaması gerekir. Biz su timsali akar gideriz ve
Unutmak her şeyi unutup yoluna devam etmek kolay,alıştıktan sonra unutmanın kötülüğü ise yaşadığın kötü deneyimleri unutmaya çalışırken, iyi ve güzel ne varsa hayatında onları da unutuyorsun farkında olmadan… Peki unutmak iyi
Bazen dışardan yanıp sönen evlerin ışıklarına bakınca hangisi daha parlak diye düşünüyorum. Fizik kurallarından bahsetmiyorum. Gökyüzündeki en parlak yıldızı bulabilirim, ama ışığı en parlak evi bulamam. İstesem de göremem görünenin