Derin Devlet Kürt Reşo Falan

Polat Alemdar kusura bakmasın ama Türkiye’de öyle “Encümen”, “Aksakallılar Heyeti” falan gibi mistik, gizli toplantılar yapan bir derin devlet yok. Hayal kurmayın yani. “Nasıl olsa derin devlet bizi kurtarır” falan diye… Hayır! Bir şeyi biliyoruz da söylüyoruz. Yok öyle bir şey.

Peki ne var? Hiçbir şeyi kaydetmeyi unutmayan bir devlet bürokrasisi var. Git bak arşivlere; Sivas’ın Şarkışla ilçesinde 1935 yılında kaç muayene yapılmış, tüm listeyi bulursun. Sadece bugün değil, dün de böyleydi.

Mesela rahmetli Halil Hoca bir tahrir defteri buldu; taa 1400’lerin ortasında bugünkü Arnavutluk’ta hangi köylünün kaç tavuğu var, biliyoruz. Git daha geriye… Çinliler diyor ki: “Uygur kâtipler neredeyse savaşa giden her askerin sadağındaki ok sayısını bile kaydediyor.”

Her millet aynı değil. Misal, Fransızlar 2. Dünya Savaşı sırasında işgalcilere hizmet eden Fransızların arşivini “kimse rencide olmasın” diye yaktı. Ama sen bak bakalım bizim arşivlere; elinle koymuş gibi bulmayacak mısın Çukurova işgal edilirken Fransızlara methiye dizen herifin torununun kaç fabrikası var şimdi? Ya da “İngiliz Dostları” derneğini kuran herifin torunu kimin danışmanı, kaç tane marketi var?

Arşiv işi mühim yani. Haini de bulursun, kahramanı da. Misal, Diyarbakır’ın köyleri içinde ilk Memelan köyüne elektrik götürdü devlet. Niye biliyor musunuz? Çünkü o köy, İzmir’e giren ilk süvari takımının içinde olan Reşat Nazlı’nın köyüydü.

Arşive göre tam 8,5 yıl askerlik yapmış ve “Memleketten düşmanı kovmadan bırakmam silahı” demişti. Ve gene arşive göre, ölene kadar her 9 Eylül köy meydanına bayrak dikip gençlere “İzmir Marşı”nı okuttu. Devletin Diyarbakır’da ilk elektriği bu köye getirmesi, arşiv okumayı bilen bürokratlarının olmasındandı.

Lafı uzattım biliyorum ama bizi bu dertlerden derin devletin aksakallıları değil, arşive bakmayı bilen bürokratları kurtaracak.

Yazar DRNKB

İdeoloji yaşam biçimi değilse geçim kaynağıdır.