Bir su akıntısı ile başlar hayat. Çünkü; her şey aslında yolculuktan ibarettir. Zaman yolculuğundan… Bakıldığında yaşadıklarımız hep bizimle gelir ama öyle değildir, olmaması gerekir. Biz su timsali akar gideriz ve asla bir önceki anda kalmayız, olmayız. Çünkü hayat beklemez. Anda kalır her şey, ardında kalır. Hiçbir zaman gelmez. Yitmiştir o, gitmiştir, bitmiştir. Sadece bizim taşıdıklarımız kalır bizde, içimizde barındırdıklarımız.
Bir taştan dahi ağırdır. Aslında en büyük yükümüzdür de görmez kimse, göstermeyiz kimseye. Sevincimizi herkes görsün isteriz de üzüntümüzü, zayıflığımızı, karanlığımızı görmesin, asla bahsetmesin isteriz. Fakat bilmeyiz ki; karanlığı aydınlatacak ışığa ihtiyacımız var ise bunu küçük bir mum ile de sağlarız. Aydınlanması gerekiyor ise karanlığımızın, akarken korkmadan ilerlememiz gerekiyor ise, ihtiyacımız var ise küçük bir muma yanımızda saklamalıyız.
Çünkü herkes bilse de karanlığı kimse akmak istemez, yekten bir boşluğa…