Göktürk Kağanlığı’na Bumin’in diğer oğlu Mu-kan(Bağan) Kağan geçti. Türk Kağanı’nın asıl adı Sse-kin idi,553-572. Göktürk Devleti’nin asıl ihtişamı, genişleme ve zafer devri bu hükümdarla başlar. Mu-kan’ın büyük hüviyetiyle Göktürk Devleti sağlamlaşmıştır.
Çin kaynakları bu hakanı çok heybetli olarak tasvir ederler. Olağan üstü cesur ve kahraman, bünye itibariyle de devasa idi. Uzun boylu, geniş omuzlu idi ve kan kırmızısı geniş bir yüzü vardı. Gözleri çok parlak olup Çin kaynağının ifadesine göre ışık saçan donuk bakışlı cam gibi ve mavi renkte idi. Son derece haşin tabiatlı olan bu Göktürk hükümdarı ömrü boyunca bütün çalışmasını Savaşlara vermiştir.
Kaynağa göre harp etsin, savaş kazansın, Göktürklerin sınırlarını genişletsin isterdi. Yabancı kavimleri kendi itaatine almak için seferler yapardı. Böyle bir şahsiyet tabii önce ilk iş olarak bütün gücü ile Göktürklerin hasmı Juan-Juanlara (Cücen/Avarlar) savaş açtı (555). Bu tarihten sonra Juan-Juan hâkimiyeti hiçbir yerde kalmamış, eski Juan-Juan ülkesinde hiç Juan-Juan ferdi bırakılmamıştır. Böylelikle Mu-kan Hakan Hunlardan 8 asır sonra Orta Asya’yı yeniden Türk hâkimiyetine sokuyordu.
Mu-kan bundan sonra doğuda ve batıda fetihlere girişti. Bir Çin kaydına göre batıda Eftalitlere (Ak Hun) kadar nüfuz ederek Maveraünnehir’de göründü. Ancak buralardaki zaferler daha ziyade İstemi ile ilgilidir. Bu sıralarda Batı Yabgusu olan İstemi, şüphesiz Kağan Mu-kan’ın yüksek hâkimiyeti altında bu fetihlere girişiyordu. Mu-kan doğuda Ki-tanlara çattı (Ki-tanlar Moğol menşeili bir kavim olup Göbi Çölü’nün kuzeyine hâkimdi ve daha sonra Karahıtay Devleti’ni kuracaklardır). Mu-kan daha kuzeye çıkarak Kırgızlara da darbe indirdi. Onları hâkimiyeti altına aldı. Böylelikle Mu-kan doğuda ve batıda Göktürk Devleti’nin sınırlarını çok genişletmiş oldu. Onun zamanında Kore’den Hazar Denizine kadar uzanan Göktürk Devleti’nin genişliği Çin kaynaklarının verdiği bilgilere bakılırsa 10.000 li yani 5760 km ve güneyden kuzeye boyu da 5.000 li yani 2880 km idi. Devletin yüzölçümü 16.588.000 km kare olup Türkiye’nin 21,5 misli büyülüğünde idi.
Mu-kan’ın en fazla meşgul olduğu saha çok kalabalık ve dolayısıyla fethedilmesi zor olan Çin idi. Bu sırada Çin’de siyasi değişiklik olmuş ve Kuzey Çin sahasında Ch’i adlı yeni bir hanedan kurulmuştur. Bunların oldukça kuvvetli olduğu anlaşılıyor. Bunlara elçi vasıtasıyla hediyeler gönderen Mu-kan’ın asıl fikri daha kuzeydeki Tsi’leri yıkmaktı. Mu-kan Tsi’lere karşı Ch’i’lerle münasebetini sıklaştırdı. Hatta Ch’i hükümdarı ile akrabalık kurmayı dahi düşündü. Daha sonra Tsi’ler üzerine hareket etti. Tsi’ler tehlikeyi sezdiklerinden Mukan’la anlaşmak istediler. Fakat Mu-kan siyasetinden dönmedi. 564’te doğrudan doğruya müttefiki bulunan Ch’i’lerle beraber Tsi başkentine yürüdü Tsi başkenti Çin-yang’ı muhasara ettiler fakat bu sırada müttefikler arasında çıkan bir ihtilaftan dolayı Mu-kan kuvvetlerini toplayıp çekildi. Mu-kan Kuzey Çin üzerine baskı yapmakta devam ederken Ch’i İmparatorlu ile aradaki dostluk devam etti. Mu-kan için asıl önemli olan Tsi’leri ortadan kaldırmaktı ve daha sonra Ch’i’ler üzerine hücum etmek olacaktı. Mu-kan’ın bu kararını Çin kaynakları bilhassa belirtmişlerdir. Bu sırada Çin seddinin takviyesi de bunu teyit etmiştir. 555 senesinde Çin seddinin takviyesi için 1.800.000 kişi çalıştırılmıştır. 556’da aynı faaliyete devam edilmiş, 557’de de set boyunca 400 li uzunluğunda bir kısım ihya edilmiştir. Bütün bunlar Göktürk baskısını göstermektedir.
Bu arada Mu-kan’ın kızı Aşina ile Ch’i hükümdarının evlenmesi kararlaştırıldı. Çin’de büyük bir hazırlık başladı ve üç Çinli prenses Aşina’yı karşılamaya memur edildi. Göktürk prensesinin hizmetine bakacak 120 kadın da altı saraydan seçildi. Bu evlenme olursa Tsi’ler zor durumda kalacaklarından onlar da benzer bir jestte bulundular. Elçiler ve hediyeler göndererek bu evlilik bağının kendileri ile de kurulmasını istediler. 556 yılında Ch’i İmparatoru bu evlenme işine rağmen Göktürklere hediyeler veriyorlar her sene 100.000 top ipek, ipekli kumaş gönderiyorlardı. Çin kaynaklarının belirttiğine göre bu sırada Mu-kan Hakan’ın hazır vaziyette 100.000 Süvarisi bulunuyordu. Bu durumda iken Aşina 568’de Çin sarayına giderek Çin İmparatoriçesi oldu. 568 tarihi Göktürkler, için önemlidir. Zira bu tarihte Batı Göktürkleri Bizansla münasebet kurmuşlardı.
Göktürk Devleti’nin batı kanadında Yabgu bulunan İstemi yabguluğunu devam ettirdi ve abisi Bumin’in ölümünden sonra yeğenleri K’o-lo ve Mu-kan’a bağlı kaldı. Mu-kan’ın doğuda Mançurya taraflarında faaliyette bulunduğu sırada batıda işe girişen İstemi zamanında Göktürk Devleti dünyanın en büyük üç gücünden biri haline geldi. Bu devletler SASANİ’ler , BİZANS ve GÖKTÜRK’ lerdi.
Göktürk İmparatorluğuna batıda damgasını vurduran kişi ise İstemi yabguydu. Bizans-Sasani savaşlarının en çetin zamanı olan 572’de Büyük Göktürk Kağanı Mukan vefat etti. Mançurya’dan Karadeniz’e kadar uzanan imparatorluğun hükümdarı olan Mukan Kağanının vefatı Türkleri çok üzdü. Türkler günlerce yas tuttu. Hepsi de kendi adetlerine göre üzüntülerinden yüzlerini kestiler ve buradan akan kanı gözyaşlarına kattılar. Hakan’a muhteşem bir de cenaze töreni düzenlendi. Mukan Kağan ölünce yerine vasiyeti gereği kardeşi T’a-po (Taspar) Kağan geçti. Mu-kan Hakan öldüğü vakit Ötüken’de Ch’i hanedanının bir elçisi bulunuyordu. Wang-King adındaki bu elçi Türk devlet merkezindeki yas törenini anlatmaktadır. Herkes yüzlerini keserek kederlerini ifade ederken bu Çinli elçiye sen de kes dediler ve Çinli korkusundan bir türlü razı olmadı. Sonra bırakın kesmesin denildi. Mu-kan Kağan beklenilmeyen bir zamanda ölmüştü.
Mu-kan’ın ölümü Göktürk, Kültekin ve Bilge Kağan kitabelerinde de anlatılmaktadır. Bu kitabelerde Mu-kan’ın adı zikredilmemekle beraber, büyüklüğünden bahsedilir. Kitabeler şöyle der: Dört tarafa ordu sevk etti, kavimleri hep itaat altına aldı. Başlılara baş eğdirdi, dizlilere diz çöktürdü. İlerde yani doğuda Kadırgan dağlarına, Mançurya hududunda Kin-gan dağlarına, geride yani batıda Demirkapı’ya kadar Türk budununu (milletini) hâkim yaptı. Bu açıklamalar gösteriyor ki, yazılan olaylar Mu-kan zamanında geçmektedir. Daha Bumin zamanında bu kadar zaferler olmamış, devletin sınırları genişlememişti.
Kitabelere göre Hakan bu ülkelerdeki Türk milletini teşkilatlandırmış yani idaresine aldığı yerlere Türk devlet adamları göndermişti. Kitabeler daha sonra bizim Mu-kan olduğunu anladığımız bu hükümdarı överler: ”O bilge hakan idi, alp hakan idi kumandanları da hep bilge idiler. Beyleri de halkı da bilge ve alp idi. Birbirlerine denk idiler”.
Nihayet “O büyük Kağan eceli geldi ve vefat etti”.
Neden yukarıda Mount and Blade: Warband oyununun resmi var?
Çok güzel mükemmel bir yazı❤️
Okuduğum en güzel yazılardan biri, harika olmuş. Ellerine sağlık ??
Teşekkürler
Tebrik ederim. Zevkle okudum yazıların bize çok şey katıyor bir dahaki Yazını sabırsızlıkla bekliyorum ???
Ortaöğretim tarih kitaplarında ismini hiç duymadığım bu yiğit Türk hakanı hakkında sayende çok bilgi edindim eline diline yüreğine sağlık