Bir çocuğun sessiz çığlıklarıyla ürperdi yüreğim bu sabah. İnsanoğlu bu kadar çıkar mı insanlıktan; herkesi insanlığından utandırarak?
Bu kadar katılaşmış olabilir mi yüreklerimiz?
Hangi vicdana sığar yapılan işkenceler?
Peki ya sen çocuk, unutabilecek misin silahların vücudunda açtığı, acıdan zonklayan yaralarını?
Hayal dünyanda hangi zalime ders veren bir kahraman olacaksın?
O çocuk beyninle geleceğine nasıl yön vereceksin, yaralarını kim saracak senin?
Unutturabilecek miyiz toplum olarak sana yapılanları?
Hepsi geçecek çocuk iyileşeceksin ama asla iyi olmayacaksın.
Büyüyeceksin; içinde hep bir sızı kalacak geçmişe dair. Toplum olarak övündüğümüz merhametimiz var ya çocuk bugün seninle yerlerde, ayaklar altında.
Affet bizi çocuk. Büyüdüğümüz için, büyüdükçe değerlerimizi kaybettiğimiz için. Hayatına mal olan acıları bugün ekranlardan izleyip yarın unutacağımız için…
Biz büyüdük be çocuk.Büyüdükçe küçüldük, yok olduk. Sen hayallerinden vazgeçme çocuk, bahçende açan çiçekleri soldurma.
Sevmekten vazgeçme, sen sev ki; dünyamız aydınlansın. Bizi bizle bırakma çocuk, bırakma ki; uçurtmalar yeniden havalansın…
Çok sevdiğim bir söz var benim de… “Öznesi ‘çocuk’ olan hicbir cümlenin içinde ölüm olmasın” hepimizin ortak umudu bu aslında. Teşekkürler bu güzel yazı için…
Güzel yarınlarımız için tek umudumuz çocuklar , elimiz uzandığınca mutlu edebilmek,umutlarını söndürmemek en büyük temennimiz…Teşekkür ederim 🙂
Bir nebze de olsa dokunabildiysem duygularınıza ne mutlu bana hala umudumuz var demektir…
Okurken Yunanistan ‘a botla kaçmaya çalışıp suda boğulan Ayla’yı anımsadım ve içim acıdı ?