içinde

Din Adına İmha: İkonkırıcılık

Sanat tarihi boyunca sanat üretiminin başlıca saiklerinden biri, doğal olarak din olmuştur. Budist sanat eserlerinde aydınlanmış varlık tasvirlerinin geçmişi MÖ 600 dolaylarına kadar uzanır. Keza İsa ve Bakire Meryem temsilleri ilk Hristiyanlar arasında çok miktarda mevcuttu. Dini sanat eserlerinde canlı figür tasvirini genel olarak yasaklayan İslam bile kaligrafi ve mimari formunda dini sanata ilham vermiştir. Dini sanat, insanlık tarihinde en muştucu şaheserlerin bazılarına esin kaynağı olmuşken neyin nasıl tasvir edilmesi gerektiği konusundaki fikir ayrılıklarının, ateşli tartışmaların ve hatta şiddetin de kaynağı olagelmiştir.

İkonkırıcılık Nedir?

Özünde ikonkırıcılık belli dini figürleri ya da temaları betimleyen sanat eserlerini, imgeleri imha etmek,onlara karşı çıkmaktır. Bu tanım din karşıtı bir zihniyeti ima etse de ikonkırıcılık çoğu zaman inançlarında ve saiklerinde oldukça dindardır. Onların dini sanat eserlerini ortadan kaldırma isteği, genellikle söz konusu doktrini ve onun sanata uygulanışını farklı yorumlamalarından kaynaklanır. Öte yandan karşıt dinlerin inananlarının birbirlerine karşı ikonkırıcılığa girişmeleri de nadir görülen bir vaka değildir. Sözgelimi, İmparator Konstantin ilk kez Hıristiyanlığı kabul ettiğinde Roma tanrılarını tasvir eden heykelleri ve diğer sanat eserlerini imha ettirdi.

İkonkırıcılık hemen hemen her büyük dinde görülse de bunun bilinen en yaygın örnekleri Hıristiyanlık etrafında kümelenmiş ve MS 730-787 ve 814-842 yılları arasında Bizans İmparatorluğu zamanında gerçekleşmiştir.

İlk Bizans İkonkırıcılığı

Hıristiyanlığın yükselişini takip eden yıllarda çeşitli azizlerin maddi kalıntıları (kemik parçaları, kan şişecikleri) ya da İsa ve onun havarileriyle özdeşleştirilen nesneler (İsa’nın asıldığı çarmıhın parçaları) gibi kutsal emanetlere bilhassa önem veriliyordu. İlk Hıristiyanlar bu yadigarlara fiziksel bakımdan yakın olmanın kendilerini yüce olana yakınlaştıracağına inanıyorlardı. Zamanla bu inanç, maddi nesnelerin ötesine geçmeye başladı, azizlerin, İsa ile havarilerinin, Bakire Meryem’in tasvirlerine de benzer şekilde önem atfedildi.

Çoğu insan, dini resimlerin ve heykellerin Tanrı ile arasındaki ilişkiyi güçlendirmeye yaradığına inansa da bunun tersini düşünenler de yok değildir. Bu ikinci gruptakiler On Emir’in şu buyruğunun katı yorumuna sıkı sıkıya bağlıdırlar: “Kendini için oyma put, yukarıda göklerde olanın, yahut aşağıda olanın, yahut yerin altında sularda olanın hiç suretini yapmayacaksın, onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin.”

Bu insanların inancına göre dini suretler yaratıp onlara ibadet edenler putperestlerdir ve bu suretler hem muzır hem de küfürdür.

Bu iki zıt anlayış, MS 730 dolaylarında İmparator III. Leo dini suretlere tapınılmasını yasaklayıp çok sayıda resmin, duvar halısının ve benzeri şeyin kiliseden kaldırılmasını emrettiğinde dönüm noktasına ulaştı. Leo bu emri verirken kilise adamlarına danışmamıştı ve Papa III. Gregory bile onun yaptıklarını kınadı.

Leo’nun 741’de ölümünün ardından oğlu V. Konstantin babasının dini tasvir konusundaki tutumunu devam ettirdi, ama ikonkırıcılık adına yürüttüğü mücadele, kilise üyeleri ve imparatorluğun yurttaşları arasından çoğu insanın muhalefetiyle karşılaştı. 754’te yaklaşık 330 piskoposu meseleyi çözüme kavuşturmak için Hieria Konseyi’ne çağırdı. Sonuçta resim ve ahşap gibi basit araçları kullanarak kutsal figürleri tasvir etmenin aslında dine aykırı olduğuna karar verildi.

Konstantin’in dini tasvire karşı yürüttüğü mücadeleyi oğlu IV. Leo da devam ettirdi, ta ki Leo’nun karısı İren, oğlu VI. Konstantin’in vekilliğini yaptığı sırada, Leo’nun ölümünden bir yıl sonra 787’de tasvire saygıyı yeniden tesis edene değin.

İkinci Bizans İkonkırıcılığı 

İren’in emri ikonlara saygıyı yeniden sağladı, ama geçici bir süreliğine. 814’te İmparator V. Leo, yurttaşların ikonlara tapınmasına izin veren seleflerinin çoğunun savaşta ya da isyanda ölürken bu tapınmayı yasaklayanlarınsa ecelleriyle öldüğünü öne sürerek yeni bir ikonkırıcılık dönemi başlattı. İlk büyük çaplı ikonkırıcılık uygulaması İsa’nın tasvirini Büyük Konstantinopolis Sarayı’nın girişinden kaldırıp yerine basit haç koydurtması oldu.
Leo’nun buyruğu 815’te resmi politikaya dönüştü ve oğlu Teofilus ile de devam ettirildi. Lakin Teofilus ölünce karısı Teodora oğulları III. Mihail’in vekili olarak tahta geçip Bizans ikonkırıcılığını sona erdirdi. 843’te ikonkırıcılığa resmen son verdi ve ikonlara saygıyı yeniden tesis etti.

Yazar Erencan DURMAZ

Bir yanıt yazın

İlk Sanatçılar: Mağara Resmi

Yarı Fiyatına İphone 11 Nasıl Alınır?