17 Aralık 1273… Mevlana’nın ölüm tarihi… Bir diğer adıyla Şeb-i Arus… Bu sene 743.sü düzenlenen Şeb-i Arus törenleri için yine, ülkemizin farklı şehirlerinden Konya’ya insanlar gitmiş, çeşitli şehirlerde de etkinlikler hazırlanmıştır. Biz de bu etkinliklere burdan katılalım istedik.
Mevlana’nın ölüm gecesi olan 17 Aralık, O’nun aşığına olan kavuşmasını, Allah katına yükselmesini simgelediği için “düğün gecesi” yani “Şeb-i Arus” olarak adlandırılmıştır. Aslında dünyada olduğu süreyi ‘ölü’ olarak geçirdiğini düşünen Mevlana, öldüğünde gerçekten dirileceğine inandığı için onun ölümü , anma olarak değil kutlama olarak yapılır.
Mevlana bir gazelinde;
“…Öldüğüm gün tabutum götürülürken, bende bu dünya derdi var sanma…
Benim için ağlama, yazık, vah vah deme;
Şeytanın tuzağına düşersen, o zaman eyvah demenin sırasıdır,
Cenâzemi gördüğün zaman firâk, ayrılık deme,
Benim kavuşmam, buluşmam işte o zamandır,
Beni toprağa verdikleri zaman, elveda elveda demeye kalkışma,
Mezar, cennet topluluğunun perdesidir…” diyerek ölümünün ardından kimsenin üzülmesini istemediğini belirtmiştir.
Şeb-i Arus etkinliklerde ‘Sema Törenleri’ yapılmaktadır. Semazenlerin yaptığı bu dansın amacı Rabbe ulaşma yollarını ifade etmektir. Semazenler gösteri yapmak için sahneye çıkmazlar. O yüzden tören bitince alkışlanmazlar. Semazenler için ‘dönmek’ ifadesi kullanılmaz. Semazenlerin gerçekleştirdikleri bu eylem, ‘sema etmek’ olarak ifade edilir.
Mevlana’dan bahsedince Şems’ten bahsetmemek olmaz elbette. “Şems ki, Mevlana’yı Mevlana yapandır. Şems ile karşılaşıncaya kadar Mevlana bir alimdir. Konya’nın sevgilisi, olgun ve makul baş müderris. Aklın ve onun çocuğu olan, bilimin dairesi içinde dolaşan mantıklı bir İslam aliminden bir cezbe adamı çıkaran Şems’tir.” yazmış Nazan Bekiroğlu Şems için.
Sinan Yağmur’un “Aşkın Gözyaşları” kitaplarında hem Mevlana hem de Şems çok güzel anlatılmıştır. İşte kitaplardan alıntılar…
“Aşk kitapta olsa ne olurdu. Aşkı kitaplardan öğrenemezsin, satırlara sığmayacak kadar bal kahrıdır o, gel anlatayım sana aşkı. Önce yak kitapları. Aşkı âşıklarda arama. Aşk, aşığın aynası değildir, bu nedenle körler çarşısında ayna satılmaz. Aşk kelime değil ki deftere kaydedesin, aşk paragrafları talan eder. Aşkın kitaba sığınmayaşı bundandır. Kitap yorum işidir, aşk yorumlarda yormaz yolunu. Aşkın kendisi başlı başına ucu bucağı gözükmeyen yoldur. Yola girenin geri dönüş hakkı yoktur. Yolun çukurundan, çamurundan şikayet etme. Aşk çamuru nurlaştırandır. Unutma! Sen ruh denen nurun ile çamur denen bedenle buluşmasından doğdun.”