“Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. Ancak bu hikâye o kaçak göçmenlerle değil, onları kaçıranlardan biriyle ilgili. Adı Gazâ. Babası bir insan kaçakçısı, Gazâ da onun çırağı. Henüz 9 yaşında. Yani, hayata ve insana dair, öğrenmemesi gereken ne varsa, hepsini öğrenecek yaşta…” diye yazıyor kitabın arkasındaki tanıtım bülteninde… ve “Babam bir katil olmasaydı, ben doğmayacaktım…” cümlesiyle başlıyor kitap. Gel de beni oku diyor aslında.
Hakan Günday’ın “Daha” kitabında küçük bir sahil kasabasında yaşayan Gaza’nın, babası tarafından hayallerinden uzaklaşmasını, insan kaçakçılığı şebekesine dahil oluşunu, karmaşık iç dünyasını, duygu değişimlerini, yalnızlığını, bu hayattan kurtulma çabasını ama bir türlü kurtulamamasını; göçmenler üzerinde yaptığı deneyleri ve aslında hayatı öğrenmesini okuyoruz. Zaman zaman içinizi karartsa da bırakmak isteseniz de bırakamayacak kadar sürükleyici, her satırı hüzünlü, son derece ince hesaplanmış duygu dolu, günümüz gerçeklerini yansıtan bir kitap bekliyor sizleri.
Kitabın adı neden DAHA… Okudukça öğreniyorsunuz. Yasa dışı göçmenlerin en çok kullandıkları kelime olduğu için kitabımızın adı bu; daha iyi bir ülke, daha özgür bir yaşam, daha iyi bir hayat, biraz daha yemek, biraz daha su… daha, daha… Aslında okuyucu içinse biraz daha empati… Kendinizi bir Gaza yerine koyuyorsunuz, bir de göçmenlerin yerine… Ne kızabiliyorsunuz ne de hak verebiliyorsunuz… Aslında yazar, izlediğimiz o toz pembe dizilerden, okuduğumuz sonu mutlu biten kitaplardan farklı olarak gerçek yaşamdan kesitleri, hayatın acı gerçeklerini yüzümüze vuruveriyor. Toplum olarak görmezden ve duymazdan geldiğimiz gerçekleri, sınırlarımız içerisinde yaşanan farklı hayatları tanıtıyor bize. Kitap bittiğinde aklınızda unutamayacağınız sahnelerin kalacağı da kesin. Örneğin ben, Gaza’nın kaza geçirip de kurtulmayı beklediği anlarda yaşadıklarını, düşündüklerini, hissettiklerini hiç unutamıyorum. Hatta oraları okurken keşke film olsa da demiştim ki; oldu bile…
DAHA filmi “ilkler” filmi aslında. Hakan Günday’ın sinemaya uyarlanan ilk kitabı ve Onur Saylak’ın ilk uzun metrajlı film deneyimi olacak. Kurgusu çok sağlam olan bir kitabı sinemaya aktarıyorsanız oyuncuları da sağlam olmalı diye düşünülmüş olacak ki kadrosunda Tuba Büyüküstün, Ahmet Mümtaz Taylan, Uğur Aslan gibi başarılı oyuncular yer alıyor. Gaza’yı ise Hayat Van Eck canlandırıyor. Hakan Günday’ı bu sene içinde “Müslüm” filminin senaryosunu yazan olarak da izleyeceğimizi belirletelim.
Dünya prömiyeri Temmuz ayında Karlovy Vary’de gerçekleştirilen ve yurtiçi festivallerinde geçirdiği ödüllerle dolu yolculuğu tamamlayan film, 12 Ocak 2018 tarihinde vizyona girecek.
DAHA’nın şimdiye kadar aldığı ödüller ise şöyle;
- Karlovy Vary Film Festivali – En İyi Afiş Ödülü
- Cinéma Méditerranéen de Bruxelles – Jüri Özel Ödülü
- Valladolid Film Festivali – FIPRESCI Ödülü
- Adana Film Festivali Ulusal Yarışma – Yılmaz Güney Jüri Özel Ödülü, SİYAD Ödülü, İzleyici Ödülü, Umut Veren Genç Oyuncu Ödülü
- Adana Film Festivali Uluslararası Yarışma – Jüri Özel Ödülü
- Malatya Film Festivali Ulusal Yarışma – En İyi Film Kristal Kayısı Ödülü, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü (Ahmet Mümtaz Taylan), Umut Vaat Eden Erkek Oyuncu Ödülü (Hayat Van Eck)
- Malatya Film Festivali Uluslararası Yarışma – Jüri Özel Ödülü
- Ulusal Yarışma – En İyi Film Ödülü, En İyi Erkek Oyuncu Ödülü
Yaşanan dramatik olaylara tanıklık etmek istiyorsanız hem iyi seyirler hem de iyi okumalar. Filmin gişesi bol olsun.