içinde

Ruhumun Durgunsuzluğu

“İçimdekileri nasıl ifade edeceğimi bilemiyorum. Bazen öyle geliyor ki, adeta bütün dünya, bütün yaşam, her şey içime dolmuş, benden konuşmamı istiyor. Nasıl desem; büyük şeyler hissediyorum ama, iş konuşmaya geldiğinde küçük bir çocuk gibi dilim dolanıyor” demişti Martin Eden.

Konuşmak isteyip konuşamamak, anlatmak isteyip anlatamamak…

Gecenin yarısında gelen mutlu bir hüzün vardır. Bu hüzün aynı zaman da acı bir hüzün gibi tebessümsüz. Düşünmeyi sevdiğim kadar sonrasında gelen mutlu-acı hissi beni daha iyi hissettiriyor. Ne yapmam gerektiğini daha az öğreniyorum veya ne yapmamam gerektiğini çünkü hayat çok düşününce umutsuzluğu barındıran mutlu yüz maskesine sahip.

Gerçekleri görmek için her türlü ruh haline bulaşıyorum, beni sarsan, umutsuzlaştıran, hissettiren her türlü duyguya. Umut etmeden yaşamanın bir anlamı olmadığı gibi, umutsuzluğun verdiği zararında bir ilacı yok.

“Görüyorsun, Pons, dünya öyle kötü bir yer ki yaşam çok hüzünlü, herkes ölüyor ve ölecek… hatta öldüler…”

Her duygu durumuna düştüğüm zamanlar jack london’ı hatırlarım bu kadar umutluyken yaşamdan, bu kadar umutsuz bir şekilde yaşamamayı nasıl seçebildi…

Evet Jack London sen bir Martin Eden değildin, ama onun duygularını yaşadın sen bir Martin Eden kadar güçlü değil miydin bilmiyorum ama sandığın kadar o da güçlü olamadı… Umut edip yaşamayı seçemedi, umutsuzluk içinde umudu yaşayıp gitti.

Bazen ne seçmemiz, ne düşünmemiz gerektiğini bilemeyiz. Neyin ne kadar doğru olduğunu bilemeyiz ama kendi doğrularımızı yaşarız. Sonunu düşünmeden yaşarız. Çünkü onlar bizim doğrularımız ve hep doğru olarak kalacak. Ama bazen yanlışı düşünmeye çalışırken bile yanlış yaparız! Ruhumun verdiği durgunsuzluğu susturamadım, susmak istemedi. Ne zamana kadar? Ne zamana kadar susacaktı? Konuşsa ne olacaktı? Ruhunun içinde eriyip gidecekti düşünceleri. Çünkü düşündüğümüz kadar konuşamayız. Ne bir kalem, ne bir kağıt, ne başka bir şey  ruhumun durgunsuzluğunu dindiremedi.

Her ne olursa olsun, Sezen Aksu’nun dediği gibi “iklim değişir, Akdeniz olur. Gülümse.”

Yazar Sizüçen

Bir yanıt yazın

Nerde Eski Teknoloji!

Gör Beni – Azra Kohen