“Eğitim seviyesi yükseldikçe, bilinç seviyemiz düşüyor” diye kendime hep tekrarlarım ve hep bu sözün arkasında olacağım. Çok geriye değil sadece 50-60 sene geriye gittiğimiz zaman insanlar daha bilinçliydi, daha bihaberlerdi her şeyden. Daha az okuyup, daha az teknolojiyle bunu nasıl başarıyorlardı?
Geçenlerde derste bir tane hocamız “Ben yeni nesil gençlerden umutluyum, bundan sonraki nesilden de umutluyum, bir şeylerin değişmesi gerekiyorsa, onlar değiştirecek yani yeni nesil, yeni gençler!” Teknolojiye boğulmuş bir nesilden nasıl umutlu olunur açıkçası anlam vermedim! Evet eğitim seviyesi yükseliyor, herkes okula gidiyor sadece! Herkesin okula gitmesi, herkesin okuduğu anlamına mı geliyordu?
Eski dönemdeki kitapları okurken o anlara şaşırıyorum, o insanlara özlem duyuyorum, o insanlara imreniyorum. Nerde eski üniversite öğrencileri? Nerde hiçbir şeye susmayan, doğruları savunmak için canını feda eden eski öğrenciler? Nerde fikirleri uğruna ölmeyi seçen o öğrenciler? Nerde eski kahraman öğrenciler? Nerde?
Şimdi teknoloji gelişti, adalet öldü. Adaleti sosyal medyadan halletmeye çalışan aciz bir nesiliz sadece. Haberimiz var ama onunla uğraşacağımıza Oyun oynarız daha iyi! Şimdi susmak daha işimize geliyor çünkü konuşan da susmak zorunda kalıyor, susturulmak zorunda oluyor. Biz de eski nesil değiliz, susmamayı bilmiyoruz, öğrenemedik. Susmak işimize geliyor! “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” nesilcisi. X, Z kuşağı değil!
Han Suk-Kyu’ nun bir sözünü hatırlatmak istiyorum. “Sistemi de suçlayabilirsin dünyayı da suçlayabilirsin. İstersen dünyayı berbat haline getiren tüm insanları suçlayabilirsin. Ama her şeyi suçlamak için canını dişine bile taksan, değişen bir şey olmaz.”
Herkesi suçluyorum sistemi de, insanları da, susan bizleri de..!