içinde

İnsanlığımız Kaybolmuştur, Hükümsüzdür!

Biz hangi arada böyle olduk? Hangi arada acılara alıştık, acılarla yaşar olduk? Hangi arada kendimizi mükemmel zannedip sağımızı solumuzu eleştirir olduk, ahkam kesmeye başladık? Ya da niye böyle bir arayışı girdik, hep kusur bulmaya çalıştık etrafımızda?

Masumlar öldü… Üzüldük, geçtik. Sayı olarak azlığına sevindik, çok olduğunda ise kısa bir süre sonra unutmayı bildik. Yarım kalan hikayeler dinledik haberlerde, eksik kalan yaşanmışlıklar duyduk ama sonunu çok da önemsemedik. Bazılarını kahraman ilan ettik, bazılarına düşman olarak baktık kendi çapımızda. Çarçabuk unuttuk olan her şeyi, hiç unutmayacağız sanırken ne tarih bilir olduk ne de olayları hatırladık zaman geçince.

Yangınlar oldu… Olay mahalini tartıştık; şöyle olmasaydı böyle olurdu deyip durduk ama yine de akıllanmadık.

Depremler oldu… Ordaki yaşam tarzında bulduk suçu. Doğusuna ayrı kulp bulduk, batısına ayrı. “İyi olmuş” diye düşünenlerle aynı havayı solumak zorunda kaldık. Belki de doğanın bize vermeye çalıştığı dersi görmezden geldik.

Ne zaman kendimizi yargı mercii olarak gördük? Nerden bulduk bu hakkı? Kıyafetine göre insanları yargıladık, yaşadıklarına kıyafetlerini sebep gösterdik, bize uygun olmayan kıyafetlilere önyargıyla baktık.

Ne zaman ölümün cinsiyetine, ırkına, yaşına, maddiyatına bakar olduk? Ne zaman unuttuk farklı renklerle yaşamanın güzelliklerini? Hem de herkesin er geç başına gelecek şeyi nasıl yakıştırdık ölen kişilere?

Düğünlerde çatışmalar, eğlencede patlamalar yaşamaya ne zaman alıştık? Mutlu anlar nasıl en mutsuz, en korkunç hallere bürünüverdi birden? “Kim nerde ne yapıyorsa yapsın; özgürdür” inanışımızı niye sözde bıraktık?

“Ölüm Allah’ın emri” buna diyecek bir şeyimiz yok diye mi atar olduk ölülerin arkasından. Geride bırakılan hatıralara hiç mi saygımız kalmadı da yargılar olduk yaptıkları işleri, yaşadıkları hayatı. Ya da biz sevmesek bile onları sevenleri, ailelerini niye düşünmez olduk, niye kendimizi onların yerine koyamaz olduk?

Biz hangi arada bu hale geldik de unuttuk sadece İNSAN olduğumuzu. İnsanız insan… Bırakın da kararı kendi versin Yaradan!…

Yazar Asuman ATAGÜN

Siz Ve Biz Blog Editörü
İngilizce Öğretmeni - İstanbul
Rüzgar esiyorsa bırak söğüt düşünsün. Çınara zaten bir şey olmaz.

Bir cevap yazın

pasaportunu kaybetme

Kendini Kaybet, Pasaportunu ASLA!

yeşil-çay

Yeşil Çay İçerek Kansere Ve Yayılmasına Engel Olabilirsiniz..