Yüzyıllık suskunluğunla karşımdasın. Dudaklarının üstüne düşen bıyıklarını, birbirine karışmış sakallarını, tütün sararken suratında oluşan o düşünceli ifadeyi izliyorum. Arada sigarandan hızlı hızlı nefesler alıyorsun, arada o küçük gözlerini kısıp uzun uzun bana bakıyorsun. Tam bu anda içtiğin sigara olmak istiyorum, ciğerlerine dolmak için ya da parmaklarına değen o tütün, dört bir yanımı saran tenine duyduğum o hasretten bir nebze dahi olsa kurtulmak için.
Yüzyıllık suskunluğuna baş kaldırıp konuşmak istiyorum, sanki sen yokmuşsun gibi. Tüm cümlelerimi sana kurup sadece kendim dinlemek istiyorum. Sonra bir bakış atıyorsun dağılıyor tüm düşüncelerim. Esniyorsun, üstünde sabaha konulmuş derslerin, dünden kalmış olmanın yorgunluğu var gibi. O an ben de esnemek istiyorum ama seni izlediğimi fark etmemen için tutuyorum kendimi.
Birden bire dün ne yapmış olduğunu bilmenin mutluluğu çöküyor üstüme, çocuksu bir heyecan sarıyor her yanımı. Yatağın üstüne çıkıp saatlerce zıplamak istiyorum mesela ya da Egemen’e hayali bir muzlu çorba yapıp kaşık kaşık içirmek. Tüm bu düşünceler arasında sadece susmak ve seni izlemekle yetiniyorum. Elinin üstünde ki bene ilişiyor gözüm ve ardından yanağındakine. Dudaklarında ki beni anımsıyorum sonra, görmek için biraz daha sokuluyorum sana doğru ama o kadar küçük ki görmem mümkün olmuyor ne yazık ki. Hemen ardından açıp pencereyi ezberim var diye bağırmak istiyorum. Bu adamın yüzünü zihnimde noktasından virgülüne kadar çizebiliyorum, diye herkese duyurmak. Ama yapamıyorum. Sessiz sedasız seni izlemeye devam ediyorum.
Az önce dinlediğimiz şarkıyı anımsıyorum. Sen gel diyorsun, gelemem değil de gel diyorum, gelemiyorsun diye çalıyor beynimde. Şarkılarda, yazılan şiirlerde seni bulmaya bayılıyorum. Attığım adım da, soluduğum nefeste seninle yaşamaya bayılıyorum. Seni sevmeyi seviyorum.
Susmam gereken ana geldik sanırım. Kapatıyorum diyor ve gidiyorsun. Korkma, alıştım.
Sen hep gidiyorsun.
“Sanma bu sevgimiz sence yaygara,
Ne dertler bıraktın öf öf, hep sıra sıra.
Sen yoksun ya böyle, ıssız Adana,
Sensiz Adana. “