içinde ,

Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var

Dünya… Bir garip yer… Hayat… Bir garip sınav… Kah mutluluktan havalara uçtuğun kah üzüntüden aldığın nefesin, yediğin ekmeğin, yanındaki katığın içini yaktığı… Her gün farklı bir başlangıç, aslında aynı zamanda da bir bitiş…

Ama mutlaka yeni bir tecrübe…

Karamsarlıklarımız… Polyannacılıklarımız… Sürprizler… Korkular… Heyecanlar… Depresyonlar… 

Bazı gün hiç ummadığın bir anda, ummadığın bir yerde hayatının karşına çıkardığı yeni dostluklar, Bazı gün düşündükçe için sızlasa da kırık kalbinin koyduğu noktalar… Kalp kırıklarının cam kırıklarından beter canını yakması… İnişler… Çıkışlar… Kaybedince değerini anladığın, mazide kalan anılar… Bir bakıyorsun zirvedesin, bir bakıyorsun nerdesin?

Yerdesin…

İyi ki yapmışım denilenler… Keşkeler… Söylemek isteyip bir türlü söylenemeyenler… Hayatına girdiği için pişman olduklarımız… Hayatından çıkardığın için pişman olduklarımız… Şimdi olsa yine aynısını yapardım dediklerimiz… Şimdi olsa asla öyle davranmazdımlarımız… Sevdamız… Hüznümüz… Gözyaşımız… Hayat bazıları uzun, bazıları kısa süren bir yolculuk… Her durak ayrı bir iz, ayrı bir macera… Her yol arkadaşının ruhumuza iyi-kötü bir dokunuş yaptığı… Kimi zaman farkına vararak, çoğu zaman farkında olmadan…

Hayat geride kalanlar için yarım kalmış bir hikaye… Yaşayana gözünün önünden geçirdiği bir film şeridi… Ama her anı ayrı bir DERS bakabilene görebilene anlayabilene… Hayat adeta bir öğretmen edasıyla dersini vere vere öğretiyor insana… Öğreniyoruz… olgunlaşıyoruz… değişiyoruz… gelişiyoruz… Ben kendi hayatıma ilişkin geriye dönüp baktığımda aklıma iki şey geliyor. İlki sevgi… İkincisi dolu dolu yaşamak…

Ne diyor Ataol Behramoğlu:

“Yaşadıklarımdan öğrendiğim BİR??? şey var…
Yaşadın mı yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi…”

Hayatın hakkını vereceksin…. Dostunu sımsıkı sarılarak seveceksin. Sevdiceğini için titreyerek… Evladını şefkatle sarmalayacaksın… Vatan ve özgürlük için gerekirse gün gelecek gözünü kırpmadan ölüme gideceksin… Mutluyken nasıl göğsünü gere gere yaşıyorsan kederini de dibine kadar, acını çeke çeke sürüne sürüne yaşamayı bileceksin..

Doğayı içine çekeceksin… Yeni kitaplar okumak, yeni insanlarla tanışmak, gökyüzünün, denizin, kuşların, çiçeklerin, duanın, dansın, müziğin, kana kana su içmenin değerini bileceksin…

“Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır,
Ve hayat sunulmuş bir armağandır insana…”

Yazar Neslihan SALTALI

Doçent Dr, Okul Öncesi Eğitimi - Ordu
Kitapları
-Çocuk Hakları ve Koruma

Bir yanıt yazın

Ela Gözlü Pars Celile

Ela Gözlü Pars Celile

sonra

Sonra