İnsanın hafızası tuhaf bir şey… Bir yandan kim olduğumuzu belirleyen en büyük güç, bir yandan da bize en ağır yükü taşıtan. Bazen geçmişteki bir gülümsemeyi, çocukluğumuzun kokusunu, sevdiklerimizin sıcak sesini
İnsanın hafızası tuhaf bir şey… Bir yandan kim olduğumuzu belirleyen en büyük güç, bir yandan da bize en ağır yükü taşıtan. Bazen geçmişteki bir gülümsemeyi, çocukluğumuzun kokusunu, sevdiklerimizin sıcak sesini
Sevgi… Hayatımızın en çok konuşulan, en çok şiire, şarkıya, romana konu edilen duygusu. Peki hiç düşündünüz mü, sevgi gerçekten sıralanabilir mi? Birini diğerinden daha çok sevmek, sevgiyi ölçmek ya da
7 Eylül 2025… Bugün Türk voleybol tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Bizim gururumuz, A Milli Kadın Voleybol Takımımız, yani Filenin Sultanları, Tayland’ın Bangkok kentinde oynanan Dünya Voleybol Şampiyonası finalinde İtalya’ya
Geçenlerde elimde yine Martı Jonathan Livingston vardı. Küçük, incecik bir kitap ama etkisi asla sayfa sayısıyla ölçülmüyor. İlk bakışta “bir martının hikâyesi, ne kadar derin olabilir ki?” diye düşünebilirsiniz. Ama birkaç sayfa
Bir sabah uyandığınızı hayal edin… Eliniz yatağın kenarına sarkmış, sıradan bir manzara. Ama sonra bir bakıyorsunuz, eliniz sanki size ait değilmiş gibi hareket ediyor. Yastığınızı itiyor, üzerinizi açıyor, hatta yüzünüze
Uçağa ilk binişimi dün gibi hatırlıyorum. İçimde tarifsiz bir heyecan vardı ama heyecanın içinde derin bir kaygı da gizlenmişti. Kapalı bir tüpün içinde, gökyüzünün binlerce metre üzerinde olma düşüncesi aklıma
Ben Freud. Birçoğunuz beni “her şeyi cinselliğe bağlayan adam” olarak tanıyorsunuz. İnsan ruhunun derinliklerine dair söylediklerim bazen hayranlıkla, bazen öfkeyle karşılandı. Oysa ben yalnızca insanın iç dünyasını, bastırılmış arzularını ve
Balkonda oturuyorum, elimde sıcacık bir kahve, bir Ağustos akşamüstünün tatlı esintisi yüzüme çarpıyor. Sokak lambaları yeni yanmış, aşağıda çocuklar kahkahalarla koşturuyor, bisikletler vızır vızır geçiyor. Gökyüzü turuncuyla mavinin dansında, yavaş
Hepimizin hayatında en az bir kez yaşadığı ya da yakından gördüğü bir durum vardır: Kadınlar hep dürüst, nazik, sadık bir adam istediklerini söyler. Ama ne hikmetse iş pratiğe geldiğinde o
Hayat bazen öyle anılar bırakıyor ki, zamanın bütün telaşına rağmen silinmiyor. Bir şarkının ortasında yakalayan melodi ya da kalabalığın içinde tanıdık gelen bir yüz… Bir anda kapılar açılıyor ve insan
Geçenlerde arkadaşlarla otururken konu yine dönüp dolaşıp influencerlara geldi. Birisi dedi ki, “Ya kardeşim biz okuduk da ne oldu? Şu an işe gidip geliyoruz, maaşı zor yetiriyoruz. Adam sabah uyanıyor,
20 Mart 1991 sabahı New York. Yüksek bir apartmanın 53. katındaki dairede, dört yaşındaki Conor annesiyle birlikte kahvaltısını bitirmişti. O gün babasıyla dışarı çıkacak, öğle yemeği yiyecek, ardından Central Park’ta
Tahtımın ağır yükünden uzaklaşıp kuzeyin soğuk diyarlarına vardığımda, beni karşılayan şey yalnızca dondurucu rüzgârlar değildi. Gökyüzünün perdesini aralayan o büyülü ışıklar, yani kuzey ışıkları, gecenin karanlığını bir masal gibi aydınlatıyordu.