
Bir gün ölümün geleceğini bilir; ama hiç ölmeyecekmiş gibi yaşarız. Öyle ki günlük hayatımızda yarına çıkacağımızın garantisi varmışçasına pek çok şey yaparız. İşte benim aklıma gelenlerden bir kaçı…

Kaldığınız yeri unutmamak adına sayfaların arasına koyduğunuz kitap ayracının aslında yarına çıkmayı umut etmek demek olduğunu hiç düşünmüş müydünüz?

Aylar öncesinden aldığınız bütün biletler hatta en basiti önceden yaptırdığınız bir masa rezervasyonu bile sizin ölümü unuttuğunuzun göstergesi olduğu gelmiş miydi aklınıza?

“Yarın ne pişirsem?” diye bir gün öncesinden düşünüp baklagil ıslarken belki de o baklagili hiç pişirememe ihtimali canlandı mı zihninizde?

Haftalık ilaç kutunuzu doldururken, bütün hepsini içeceğinizi umut eder, hatta yeniden o boşalan kutuyu dolduracağınızı umut edersiniz. Hiç tersini düşündünüz mü?

İndirim mi var, çok çok alırsınız. Ucuz mu buldunuz, bolca doldurursunuz evinizi. Neden? Yaşayacak çok günleriniz vardır çünkü. Daha doğrusu umudunuz bu yöndedir.

Ne kadar umut dolu bir cümledir “Görüşürüz”. Görüşememe ihtimali gelmez hiç aklınıza, eminsinizdir, görüşeceksinizdir karşınızdaki her kimse.

Gece yatmadan yarın giyeceğiniz kıyafete karar verenlerden misiniz? Elinizde senet var galiba, birileri tarafından garanti mi verildi size? Hiç gelmez aklınıza yarına çıkamayacak olabilme ihtimali.

Diyete başlamak, gelecekte zayıf ve sağlıklı olmak da bir umuttur ama Pazartesi diyete başlamak daha umut dolu bir cümledir. Pazartesiye kadar geçecek süre cepte ne de olsa.

1 hafta yetecek kadar meyve-sebze alırken ne kadar da eminsiniz bir hafta daha yaşayacağınıza. Bir de atarlananlar vardır pazarcıya, ona da söz verirler “Güzel çıkmazsa haftaya getiririm, ha” diyerek…
Öyle ya da böyle hiç ölmeyecekmiş gibi yaparız planlarımızı, kaderlerimizden habersiz… O halde görüşürüz başka bir yazıda; kitap ayracımın olduğu yerden devam edeyim kitap okumaya, ne de olsa haftaya Pazartesi diyete başlayacağım:)
Ümit GÜL
Bir tane de benden gelsin, Telefon ve tv aboneliklerine taahhüt vermek..