Bazen ne düşündüğünü bilemez insan. Nerde olduğunu, ne yaptığını, hangi yolda olduğunu…
sadece gitmek zorunda kalır, yolun yokuşluğunu göremez, düzlüğünü de,
Ama o yolda iyi olmak zorunda kalır çünkü iyi olmak zorunda başka seçeneği yoktur.
Bazen diyorum ki bizim önümüzde bir şeyleri yapmak için çok mu seçenek var yoksa sadece seçeneksiz miyiz? o gittiğimiz yolları iyi yapmak bizim elimizde mi?
yolları seçmek bizim elimizdeyse o da bizim elimizdedir elbette …
yalnız kalmak da bir seçim mi, yalnız mı bırakıldık?
bu duyguların içinde boğuluyorum, karmakarışık ruh halleri.
Hep duyardım “duygusuz kalmak ” lafını ama hiç hissetmemiştim, gerçekten duygusuz olunca hissiz olunuyormuş, neye üzülmen gerektiğini bilemiyormuşsun çünkü seçenekler bitmiyormuş.
Hayatta en korktuğum şeylerden bir taneside herhalde büyümek,
eskiden büyümek için hayaller kurardım, şimdi ise korkuyorum sadece.
Büyümek de bir nevi yalnızlaşmak oluyormuş, hayatı anlamlandırmaya çalışmak oluyormuş, neyi anlaman gerektiğini bilmiyormuşsun!
Belki Güneş bir gün bizim için doğar …