Bugün her yer kırmızı kalpler, balonlarla doluyken yalnızlar görmezden geliniyor. “Nescafe bile üçü bir arada; ben yalnızım” diye hayıflanan büyük bir kalabalık var oysa ki.. Ama bütün yaratıcılık da onlardan çıkıyor. Siz romantik yemeklerinizi yiyedurun, yalnızlar muzipliklerini konuşturmuşlar bile…
Zaman zaman sıkıcı olsa da hep aynı suratı görmek, hiç ihmal etmezler kendilerini. “Canım kendim” modunda gezerler her daim.
Zannediyor musunuz ki yalnızlar “Seni seviyorum” cümlesini hiç duymazlar… istediği an, istediği yerde duyabilecek ve karşılık beklemeyen bir fırsatı var onların da.
Ee tabi, onların da triplerini çektikleri şeyler vardır, şarjlarını bahane ederek yalnız bırakıverir çok güvendiği teknoloji onları…
Atabilseler neler neler söyleyecekler kendilerine, ne iltifatlar, ne hoş cümleler… Şiir bile yazacaklar da, henüz o kadarına izin verilmiyor… Kibarlığı da elden bırakmaz, paşa paşa tıklarlar “Tamam”a…
Bazen mesajlı yastık kılıfı, bazen görselli nevresim takımı, bazen de kıyafetlerinde beklediği varmış gibi davranır ve çoğunlukla kendine bile itiraf edemez oraların hep boş kalacağını… Ancak kendilerini kandırırlar…
Aslında onlardan rahatı yoktur, her şey istedikleri gibi şekillenir. İstedikleri bütün şeyleri “mış gibi” yaparak yaşarlar zihinlerinde…
Maksat sarılmaksa, sarılacak çok şey var doğada… Her şey fani, ağaç sevgisi baki olmalı sonuçta.
Uzunca bir süre yalnız yaşayanlar gaipten sesler duyabilir, hatta duydukları seslere karşılık bile verebilirler. Dünyanın merkezinde onlar vardır ve kesinlikle vazgeçilmezlerdir.
O sarı tuzluk gibi kalabalıklar içinde yalnızlardır aslında. Tuzlukla bile empati yapabilirler anında.
Ne diyelim, Allah bu noktalara getirmesin kimseyi. Sevgi dolu günler hepinize…