Nerde olduğumu bilmediğim bir rüyadayım. Bu rüya bitince nerde olduğumu anlayabilecek miyim? Canımızı yakan bir durum olduğunda rüyadan uyanmaz mıydık? Aniden, nefessiz, korkmuş… Sıkışırdım yorganın altına yeni doğacak bebeğin duruşu gibi, korunmalı. Kıpırdamadan uzun bir süre, kalbimin sesini duyacak gibi olurum, gözlerimi sıkı sıkı yumarım ve tamamen korunmalı olurum! Acının en dibini yaşarken neden uyanamıyorum? Neden canımın acıdığını bileceğim halde yolumu yönetemiyorum? Neden sonsuzluğa uçarken engellere takılıyorum? Rüya değil mi yaşadığım sonunun durak bilmeyen acılığı? Rüya değil mi acırken uyuşan kalbim?
Umutsuzca karşımda duran kelebek tablosu, sen bir masal kahramanı kadar güzelsin. Beni bir rüyada olduğuma inandır kelebek… Bütün yaşanmış olanların bir rüya olduğuna inandır. İhtiyacım olan sözleri söylemesen de beni uyandır, uyandır… Kapının açılmasına engel ol, o sınava girmeme engel ol, o telefonu kapatmama engel ol, o son yemekte sustur beni, o arabadan inmeme engel ol, o doktora gitmeme engel ol, o son güne gitmeme yardım et. Uyandır beni kelebek! Dünyana karışmadan, kendi dünyamda…
Gerçeklerdi bütün yaşananlar! Rüya sadece yatakta hissettiğim kısa süreli kalp çapıntısıydı, rüya sadece yatakta hissettiğim bedenimin kısa süreli titreyişiydi. Şimdi yaşıyorum gerçek rüyaları, kalbimin gerçek acısını hissederek kısa bir süreliğine değil! Kalbimin uzun süre haykırışın hissederek…
Uyandım gözyaşımın sıcaklığını hissederek, yüzümün kızarışına engel olamadan, gerçek rüyadan. Kalbimin haykırşını susturamadım bu acı dolu rüyadan… Önemi yok insan yaşadıkça alışıyor gerçek rüyalara.