Uğruna şiirler, şarkılar yazılan güzel İstanbul’a bir de tersinden bakalım istedik ve içinde yaşanan zorlukları, en sinir olunan durumları mercek altına aldık. Maddelerimiz bütün büyükşehirler için geçerlidir; siz başka şehir olarak da okuyabilirsiniz 🙂
1. Yürüyen merdivende durmak
Zamanla yarışırcasına yaşayan İstanbulluları sinir etmenin en kolay yoludur; yürüyen merdivenlerde durmak. Tabi ki sağ tarafta duranlara sözümüz yok, sağda bekleyenlere selam olsun 🙂
2. Asansörde aşağı inecekken yukarı oka basmak
Kimseyi ilgilendirmez nereye gideceğim diye düşünenlerin yaptığı ve asansörün beklenen kata gelme süresini uzattığı bu eylem İstanbulluları aşırı derecede sinir etmektedir. Hele ki her iki oka basanlara, zaten basılmış tuşa bir daha basanlara ufak bir hatırlatma; bir işe yaramıyor bu çabalarınız.
3. Yolda selfie çekmek
Tıkış tıkış kalabalıkta ilerlerken zınk diye durup fotoğraf çekerseniz birinin size arkanızdan küfretmesini de göze alıyorsunuz demektir. İlla yapacaksanız yol ortasında yapmayın en azından. Hayır işlem de uzun, ilk önce saçına başına bak, sonra dudakları öne çıkar, doğru açıyı bul derken zincirleme insan kazasına sebebiyet verdiğinizi unutmayın.
4. Metrobüste kapı önünde durmak
Metrobüse binmeye çalışanları sinir etmeyi amaçladıysanız kapı önünde beklemek harika bir yöntemdir. Ama mutlaka bir dış ses bağırır; “İlerlesene kardeşim!!!” Tonlama o kadar sert olur ki çoğu zaman sesin hızıyla ilerlersiniz neredeyse.
5. Metroda bacağını yaya yaya oturmak
Genel bir sinir edici durumdur. Lütfen ama lütfen bütün toplu taşıma araçlarında oturuşlarınıza dikkat ediniz!
6. Toplu taşımada inenlere öncelik vermemek
Bütün sesli ve görsel uyarılara rağmen inen yolculara öncelik vermeden binen taraf olursanız bütün kötü bakışları üzerinizde toplayabilirsiniz. Aman dikkat!
7. Sırada yakın mesafede durmak
Bütün toplu taşımalarda balık istifi gibi durmaya alışık olsalar da sıralarda çok yakın durmamanız tavsiye edilir. İlk önce dönüp bakarlar, sonra ‘offf’larlar, sonra da Allah ne verdiyse dalarlar 🙂
8. Gel vatandaş gelllll diye bağırmak
Pazarcıların bağırmasına alışıktırlar ama sıra sıra restaurantların ya da mağazaların önünde müşteri toplamak için bağıran kişileri görünce girecekleri varsa da girmemeyi tercih ederler. Nerden mi bilmiyorum; kendimden 🙂 Fotoğraftaki yer Mahmutpaşa bu duruma en uygun yerdir; abiye mi bakmıştınız, gelinlik mi arıyorsunuz diye durdurulmanız kaçınılmazdır.
9. Arkadan dolmuş parası uzatmak
Dolmuşlarda ilk etapta ön tarafların boş kalmasının sebebi budur; çünkü şoför ve arka koltukta oturan yolcular arasında köprü olmak imece usulü gibi görünse de oldukça sinir bozucudur. Herkes aynı anda para uzatmaya başlarsa iyice içinden çıkılmaz bir hal alır…
10. Sıra oluşmasına rağmen tek kasa çalışmak
Kesinlikle çileden çıkaran bir durumdur. Madem tek kasa çalışacaktınız diğer kasalar neden var orada? Gerçi çok geçmeden biri müdahale eder bu duruma çünkü sinir olmuştur mutlaka 🙂
11. Bozuk para üstü almak
Bozuk para almayı, taşımayı kimse sevmez ama özellikle hesaptan sonra gelen bozuk paralar daha da sinir eder insanı; bahşiş için yapılsa da muhtemelen tek tek toplanır 🙂 Ama o bordo kadife kutunun içinde gelen bozuk paralar sinir edicidir.
Başlığa ilham olması açısından Ümit Yaşar Oğuzcan’ın “Üstüme Varma İstanbul” şiiriyle yazımıza son veriyoruz. İyi okumalar.
ÜSTÜME VARMA İSTANBUL
Sana geldim içim ümitlerle dolu
Beni sarhoş etme İstanbul,ne olur
Bir gün ben de eririrm caddelerinde
Çürür kemiklerim adım unutulur
Yine sen kalırsın dipdiri,sımsıcak
Göğün bulutların,denizlerin kalır
Oynama İstanbul,benimle oynama
Bir gün öldürür beni bu dert,bu kahır
Ezilmiş ellerimin arasında başım
Bu yeryüzünde başka çarem kalmamış
İşte gelip kapılarına dayanmışım
Karşında yıkılmış duvar gibiyim
Beni sarhoş etme,başım dönüyor
Üstüme varma İstanbul, kederliyim