Ursari aileleri kendilerini Mısır firavunlarının soyundan imparator Sigismund’un himayesinde sayan ayı oynatıcısı Roman aileler demekmiş.
İşte bu kitabın kahramanı Ciprian’ın ailesi de bir Ursari aile. Gittikleri her yerden polis tarafından kovulan, karşılaştıkları herkesin kendilerine hor baktığı, hiçbir yerde kabul görmeyen ve bu kaderle yaşamaya alışmış bir aile.
Ciprian ve ailesinin yollarına külüstür arabalarının onları yolda bıraktığı bir kasabada yine kasabalılar tarafından tehditle kovulduklarında hatta arabaları yakıldığında insan kaçakçısı bir çete çıkar. Daha iyi şartlarda yaşayacaklarına inanan Ursari ailesi çetenin vaatlerle dolu tuzağına inanır. Ayıları Gaman ve babaanneleri Mammada’yı arkada bırakmayı göze alarak Paris’e göç ederler.
Aynı tuzağa düşen başka göçmen ailelerinin de bulunduğu Teneke mahallesine vardıklarında hayatları çoktan değişmiştir. Ailenin her bir üyesi kendilerine yeni meslekler edinir. Paris’e alışmaya çalışır.
Ciprian ise edindiği yeni mesleğini icra ederken Paris’i de bir taraftan keşfetmeye çalışır. Bu sırada yolu satranç oynayanların buluştuğu bir bahçeye düşer. Satranca dair en küçük bir fikri olmadan hatta okuma yazmayı bile bilmeden oynayanları izleyerek satrancı bütün kurallarıyla öğrenir. O kadar büyülemiştir ki bu oyun onu artık bütün zamanını bu bahçede geçirmeye başlar. İşte o zaman kendinin, hafızasının ve zekasının yapabileceklerinin farkına varır.
Ciprian’ın farkına varan yalnız kendisi değildir. Gizli gizli oyunlarını izlediği komik isimlerle adlandırdığı Madam Balina ve Mösyö Devasa usta iki satranç oyuncusudur. Onlar bu Ursari çocuğunun hayatına Demir Tel Jose ve Madam Güzel Gözlü’yü sokacaklar ve hep beraber bu Ursari ailesinin hayatını kökünden değiştireceklerdir.
Satranç oynamayı bilirim ama severek oynamam. Ancak satranç ile ilgili yazılan kitapları hep eğlenceli ve okumaya değer bulurum. Bu kitapta onlardan biri. Satranç ile değişen bir hayat aslında Ciprian’ınkisi. Satrancın kurtardığı bir hayat. Satranca olan merakı kendinin farkına varmasına, dönüşmesine değişmesine sebep oluyor. Sonra içindeki cevher ile etrafına dokunuyor. Bu yönüyle Cipiran örnek alınası bir çocuk.
Kitapta ilgimi çeken son bir şey söylemeliyim daha önce hiç duymadığım bu kitaptan öğrendiğim. Satrançla ilgili sihirli bir söz: “Gözandüşoykaz”
Gözlemle – Anla – Düşün – Oyna Kazan
Çocuk kitabı tadında sıkılmadan okuyacağınız akıcı bir hikaye. Keyif almanız dileğiyle…