Mut..,

Üç kafadarız. Genellikle iş dışında beraberiz. Geziyor, tozuyor, eğleniyor hovardalık dahil alkol kumar her türlü hergeleliği yapıyoruz. Yine bir gün bir rakı balık sefasından çıkıp kumara düşeceğiz; genciz hızlıyız. Bindik araca yavaştan ilerliyoruz. Ben arkada oturuyorum. Yine bir şeyler düşünüyorum. Bana söz düşerse giriyorum muhabbete. Sohbet muhabbet derken arkadaşın birisi benim dayım şöyle hovarda böyle içer kumar oynar aynı ona çekmişim. Diğeri aynı şekilde dayısına çektiğinden bahsediyor.

Ben ise kafamdaki onca düşüncenin arasından süzgecimden geçen bu dayıya çekme muhabbetini alıyorum. Birden düşüncem bu yöne manipüle oluyor. Diyorum 3 dayım var 2’si hacı hoca diğeri öğretmen. Onlarınki dayı da benimki Bekçiler kralının dayısı mı?:))Ulan ben kime çektim derken “durun! durdurun arabayı” duruyorlar. Ne var diyor birisi. Benim acil eve gitmem lazım. Olum kumar oynayacağız daha ne evi? Cevap vermek zorunda mıyım. O hızla gidiyorum eve kafam bayağı güzel ama. Kapıyı annem açıyor. Oğlum erken geldin. Anlıyor alkol almışım. Gel kahve yapayım sana. Gülüyorum ama  hayvanca. Babam yatmış. Oğlum babanı uyandıracaksın şimdi çene yapacak sus . Yoook isterse kalksın umrumda olmaz. O kadar gülüyorum annem kahve pişene kadar meraktan ölecek. Kahvemi yudumlarken başlıyorum olayı anlatmaya. Dayı muhabbetini ama ne dalga ile annem de gülmekten ölüyor. Anne ben kime çektim anne dedikçe. Babam uyanacak ya annem ciddiye alıyor başlıyor anlatmaya. Aha bu arada baba kalkıp gelmiyor mu? Neye gülüyorsunuz bu kadar? Zaten dilim zor dönüyor bir baskı da ona anlatıyorum.

Anaaa dışı seni içi beni yakar misali başlıyor babam anlatmaya. Meğer benim öğretmen dayının ne naneler yiyip başını türlü türlü belalara  sokup bizimkilerin her defasında bir şekilde halledip kimselere duyurmadan  halının altına süpürüşlerini. O kadar mutlu oluyorum ki…

Bir sorumun daha cevabını almanın mutluluğu ile yatağa atlarken başım yastıkla buluştu buluşuyor havada uyuyorum :))