içinde

Her Gidiş Bir Vazgeçiştir

Yollar bırakarak ardımda geldim sana. Herkesten her şeyden vazgeçercesine. Öyle büyüttüm ki içimde seni, farklı sandım. Gözlerimin içine bakınca tüm yorgunluğum geçer sandım. Sonrası ne mi; derin bir sessizlik. Seni de sessizliğime gömdüm. İçimi kanatan kelimeler boğazımda düğümlendide ağzımı açarsam kırar dökerim diye korktum. Bana düşense kırgınlıklar oldu. Benim tanıdığım adam sen olamazdın. Sahi tanıyor muydum seni? Bu kadar büyütmüş olamazdım hayal dünyamda seni, istediğim normlara sokmuş olamazdım. Gözlerime bu kadar güzel bakan, yüreği koca bir çocuk olan adam bu kadar yapay olamazdı hayata karşı. Elini uzatsa hayatımı önüne dökmeye hazırdım oysa. Heyecandan terleyen ellerimi, titreyen dizlerimi ve seneler sonra kuş kanadında saklı kalbimi hesaba bile katmıyorum. Kanatlarım kırıldı. Geriye günlerdir toparlayamadığım hüzün kaldı, yerini dolduramadığım boşluklar.

Bu da gelir bu da geçer de yakışmadı be şampiyon. Bir yerlerde bir zaman diliminde, uzak şehirlerde kalbimin bir odacığına gömdüm seni, ardı arkası kesilmeyen şerefine kalkan kadehlerle.

O zaman ne diyelim biliyor musun? Vazgeçişime şampiyon, vazgeçişime…

Yazar Eda ERDOĞAN

Herkesin gökyüzü kendi içindedir.

Bir yanıt yazın

İçimi Saran Karanlığım

Çıplak Ayaklı Kontes Helena