Dövüldüğünde bir çocuk;
Haysiyeti, şahsiyeti ölür.
Ses çıkaramaz belki ama,
Büyüyünce zor sever o çocuk.
…
Küçükken hem de çok küçük,
Hatırlamayanımız yoktur.
Bazen çamurdan bazen tahtadan,
Oyuncağı kırıldı mı ağlar o çocuk.
…
Bazen oklava bazen terlik,
Bazen azar bazen ceza,
Cennet meyvesi denilen,
Sopayı hep yer o çocuk
…
Bisikletten düşünce veya arkadaşı itince
Saçları kesilip boncuk gözyaşları dökünce
Her yara her iz zamanla silinir giderde
Yediği dayağı asla unutmaz o çocuk
…
Ayakları altında cennet, Hakları hiç ödenmez
Dayağa gelince gözü döner evladına acımaz
Canı yanan ağlayarak hep dua eder durur.
“Büyüyünce yarım ekmek vermicem” der o çocuk
…
Gelecektir, hazinedir, soydur, soptur.
Bazen avukat, bazen hâkim, bazen doktor
Mücevher istersen boynunda, kolunda safir
Nadide bir çiçek gibi yetişmelidir o çocuk