Otogara gitmek için çıktım evimden, hani bugün de cuma ya cafeler, publar alabildiğine dolu. Haliyle de arabalar sığmıyor sokaklara, yollara taşıyor. Zaten daracık olan bu plansız yapılaşma mağduru yollar, tek şerit oluyor bu sağlı sollu park halindeki arabalardan. Hani belediyecilikte ödüller alıyoruz ya başka ülkelerdeki belediyeler ile kardeş oluyoruz ya bir araştırmak lazım nasıl ve ne kriterlerde veriliyor bu ödüller nası yapılır bu işler? 300 km uzağımızdaki bir Konya veya Kayseri’ye bakalım birde güzel şehrimiz Adana’ya. Türkiye’nin büyük illeri sıralamasından bile koptuk; artık yerimizi Antalya’ya bıraktık. Bu standartsız kentleşmeye, hiçbir artısı olmayan bu büyümenin bedelini ödemeye başladık sonunda.
Velhasıl bir hışım, bir sinir ilerliyorum yolda ama yol yapımı mıdır, asfalt düzleştirme midir nedirse şehrin göbeğinde uyarı levhası bile konulmadan kesilmiş bir asfalt, ışıksız dar bir sokak, ani bir fren ne olduğunu anlamadım ve tak arkadan biri vurdu bile. Dedim ya yol daracık tümsekler , çukurlar ee kaçamadı adam ne yapsın. Gelde şikayetçi olma, öfkelenme, sinirlenme…
Tüm bu kentleşmeler büyüklerimizin öngörüleriyle, gelecek 50 yıl için planlanmış olmalıydı maalesef; ama bu esnada ülkemizde, dünyada neler olduysa etkilendik, değiştik, değiştirdik; yeşil alanlarımız imara açıldı, evler arası yoğunluklarımız değiştirildi bir yanımız 5 katlı oldu güneşi kesildi, bir yanımız 15 katlı oldu bizim damdaki güneş enerjilerimizi manzara diye seyretmek zorunda kaldı ve daha neler neler.
Yayalarımız, bisikletlilerimiz, sürücülerimiz hepimiz bizden sonraki geleceğimize sorumluyuz. Düşünün ki sığamadığımız o sokaklar 10 yıl sonra nasıl bir halde olacak? Otoparksız 40, 50, 100 daireli siteler, önünden yol geçen kaldırımsız derme çatma evler… Yetmezmiş gibi düz yolda yersiz afilli pub ışıltıları veya gözünüze gözünüze ışık kümesini sokan oto yıkamacı tabelaları ya da yersiz sokak aydınlatmaları var. Örnekler çoğaltılabilir benim söylemek istediğim trafik ışığıyla aynı hizada bilboardın ne işi var gibi basit mühendislik hatalarının hala neden yaşanıyor olması. Yoksa biz bu beyin göçünü fazla mı abartmışız:)
Çok detaycı diye bakmayın lütfen yarın evinizin altında bangır bangır çalan bir pub açılır, hafta içi gürültüden çocuğunuz veyahut sizler uyuyamaz, haftasonu olunca da arabalardan eve giremez hale gelirseniz bir kez daha oturup konuşalım derim ya da bu devirde hala yol çalışması mı olur toz toprak her yer çukur diye söylendiğinizde görüşelim. Bana dokunmayan yılan bin yaşasını bırakalım artık, olmuyor. Gün geçmiyor ki ülkemizde bir yönetmelik değişmesin, bir rant ortamı olmasın, birileri zenginliğine zenginlik katmasın.