O kadar alışmışız ki ekip olmadan bireysel davranmaya…
O kadar üstümüze yapışmıştır ki hatta bayılırız biz de bu duruma…
Mesela; belediye başkanı gittiği her kurum, iş yeri… her ne ise hazırlıklar yapılır, kim geliyor? Belediye başkanı geliyor… Koca bir şehri ve siyasi partiyi tek başına gittiği her yerde temsil eder gibidir.
Cenaze olur belediye başkanı baş sağlığında katılır. Ne oldu? Belediye başkanı taziyemize şeref verdiler? Makamı ne kadar büyük birisi gelirse acı bir o oranda azalıyor mu?
Belediye başkanı akşam olup hanımı ile evde sıkılacak kadar boş oturduğu bir zaman da (olmaz ya hikaye bu…)
-Hanım hadi karşı komşulara oturmaya gidelim mi? Hazırlanıp giderler…
Şimdi, karşı komşunun tavrı şu mu olmalı?
-Bize misafirliğe belediye başkanı geldi. Enseye şaplak oynadık, çok eğlendik… Hele hanımı höt dedimi susar, çok kılıbık birisi bizim belediye başkanı…
Sana misafirliğe gelen kişi belediye başkanı değil arkadaş… Sana misafirliğe gelen senin karşı komşun.. o kadar! Karşı komşun sana misafirliğe geliyor. Yatağında, banyosunda, mutfağında, evinde sen ne yapıyorsan o da onu yapıyor. Sürekli takım kravat hazır olda bekleyip 24 saat umuma açmış değil kendisini. Evet seçilmiş olabilir ama bu 24 saatin belli bir bölümünde bırakın insan olsun.
Sendika başkanı şöyle dedi…. Nerede dedi? Kendi kişisel sayfasında… Sendikanın resmi sosyal medya hesaplarında bunu neden yapmadı? …o zaman tüm sendikayı temsil etmez. Sendika başkanı bir baba, bir evlat, bir eş, bir komşudur da ayrıca, karıştırılmasın…