“Sen aşkın ne olduğunu bilir misin adaşım, sen hiç sevdin mi? Aşkı bana anlatır mısın? Sevilmeyi öğretir misin? Sahi, sevmeyi öğrenebilir miyim?
Ağlayarak dinlediğim şarkını sözlerini beynimde tek tek düşünerek cevaplıyordum. “Ayrılık kolay oyun mu? Dokunma bana!” Sözlerini uzun uzun düşündüm, tekrar açtım tekrar, tekrar, tekrar… Neden beni anlatıyor bu, neden bu kadar beni anlatan bu sözlere aniden denk geldim. Sadece bana mı yazılmıştı? Sadece bize mi yazılmıştı? Kafamdaki sonu bitmez sorulara, kalbimi derinden etkileyen sözlere, gözyaşlarıma hakim olamadığım ezgisine kapılmıştım. Hani bir an da gelen ani bir olay yüzünden sadece öylece durup saatlerce beklersin ya kıpırdamadan, titreyen bedenini düşünmeden, gözyaşının yolunu bulmasını beklemeden sadece öylece, hareketsiz…
“Bir kadını öpmek, onu istemek sevmek midir?” Günümüz ilişkilerine baktığım zaman sadece bunu görüyorum. Onun sevdiği mevsime aşık olan yoktur mesela, kirpiklerine aşık olan yoktur, onun sevdiği şarkısına aşık olan yoktur, onun sevdiği kitaplara aşık olan yoktur, onun sevdiği yemeğe, onun sürekli kullandığı kelimesine, onun sevdiği kediye aşık olan yoktur mesela… Aşkı bilmiyorum, sevmeyi bilmiyorum, sevilmeyi bilmiyorum, bilmiyorum…
Saçımı tararken, aklıma kullandığın kelime gelmişti hafif bir tebessüm ettim, yemek yerken en sevdiğin yemeği düşündüm, damlayan suyun buruk buruk yere düşüşünü izlerken seni düşündüm, sıcak suyun bedenime her düşüşünde seninle kurduğumuz hayalleri düşündüm, rastgele açtığım radyo kanalında, senin bir ara dinlerken yanlışlıkla açtığın müziğe denk gelirken uzun uzun dinledim, kağıtla kalemin dans edişini yaratırken sana içimdekileri anlatmayı düşündüm, kasiyere para uzatırken seninle aldığımız çikolataları düşündüm, aniden denk geldiğim bir kedinin sesini duyunca beraber sevdiğimiz kediyi düşündüm, yatağımda uzanıp gözlerimi yumarken seninle kurduğumuz hayalleri dünyamda yarattım, yaşadım o hayalleri…
Sana nasıl anlatsam beynimdeki durak bilmeyen hayallerimi. Sana nasıl anlatsam kalbimdeki kırık parçaların onarılmadığını, sana nasıl anlatsam dünyamın içinde kayboluşumu, sana nasıl anlatsam sen aklıma gelince içimde bir şeyin acıdığını, sana nasıl anlatsam ruhumun durgunsuzluğunu, nasıl anlatsam bu sessizliğin içinde sesine ihtiyacımın olduğunu, nasıl anlatsam karanlık gölgelerimi aydınlattığını, nasıl anlatsam sana kendimi? Ne anlatsam sana?
Sahiden ben sevmeyi bilmiyor muyum?