Aşk, dünyanı en karmaşık ama bir o kadar basit bir duygusu değil mi? Tam olarak aşkın tarifini ne yazık ki kimse yapamıyor. Kimine göre bir doğa manzarası, kimine göre bir kişi olabiliyor. Aşk üzerine sayısız roman ve düzinelerce şiir bulabilirsiniz. Hepsinin ortak noktası hislerin bir şekilde karşı taraf ile paylaşılmak olduğunu söyleyebiliriz. Peki "Aşkın gözü neden kördür?" sorusunun cevabı ne olabilir? Basit ama anlamlı bir hikaye ile inceleyelim…
Aşkın Gözü Neden Kör Oldu?
Duygular, daha insanoğlu yokken bir suret gibi bu dünya üzerinde yaşıyorlarmış. Yani insanlığın doğumundan önce buradalarmış. Hatta insanlığın bu dünyadan göçüp gittiğinde de burada olacaklarına inanılırmış.
Birçok duygu bazen birleşip zaman geçiriyor ve anın tadını çıkarıyormuş. Bu zamanlardan birinden birkaç duygu sıkılmaya başlamış. Hikaye bu ya ortaya Heyecan çıkmış ve bir fikir sunmuş. Fikir nedir? derseniz, zaman geçirmek adına saklambaç oynamayı teklif etmiş. Ancak bu saklambaç daha çok cazip olsun diye kim kazanırsa belirli bir süre diğerleri onu dinleyecek diye iddia koymuş. Bunu duyan diğer duygular ise "aslında iyi olur, hem zaman geçer hem de belki sözümüz geçer…" diye düşünmüşler. Sonuçta ise saklambaç oyununu oynamaya karar vermişler.
Heyecan fikir sahibi olarak ebe olmak istediğini söylemiş. Elbette buna diğer duygular karşı çıkmamış. Sonuçta ebe olarak Heyecan seçilmiş. Hepsi toplanmış bir araya. Heyecan, saymaya başlamış 1,2,3.. diye. Son sayı ise yüzmüş.
Herkes kendi fıtratına uygun yerler aramaya başlamış. Sevgi, gökyüzünde bulduğu bir bulutun arkasına gizlenmiş. İhanet ise en pis neresi vardır diye bakınmış ve oraya bakmaz diye düşünmüş. Yalan ise şuraya gideyim demiş ama farklı yere saklamış. Hırs ise toprağı kazıp kendine bir kuyu yapmış ve içine girmiş. Aşk ise şaşkın şaşkın diğerlerine bakarken uzaktan 90,91… diye sayma seslerini duymuş. "Aha… zaman daralıyor, hemen bir yere girmem lazım!" diye söylenmiş. Etrafına baktığında ise kendisine en yakın dikenli çalılıkları görmüş. Acaba dikenler beni çizer mi falan hiç düşünmeden kendini atmış çalılığın arasına. Sonunda ise "99,100. Önüm arkam saklanmayan ebedir…" diye söylenmiş heyecan.
Çoğu duygunun yerini bulmuş aslında Heyecan. Ancak bazı duyguların nereden olduğunu kestiremiyormuş. Mesela Haset'in nereye gizlendiğine dair bir fikri yokmuş. Haset ise uzaktan Heyecan'ı izliyor ve "Heyecan, hiç beni düşünmüyor…" diye içinden geçiriyormuş. Bu Haset'in hoşuna gitmiş. En sona kalacağını ve oyunu kendisinin kazanacağına oldukça emin olmaya başlamış. Tek yapması gereken ise herkesin ortaya çıkmasını beklemekmiş. Ama Haset bekleyememiş. Birer birer Heyecan'ın kulağına gizlice nerede oldukları veya olabileceklerini fısıldamış.
Heyecan, bu fısıltıların içinden geldiğini düşünmüş. Bir değil iki değil tek tek herkesi bulmaya başlamış. Sona Aşk ve Haset kalmış. "Nerede olabilir acaba?" diye düşünürken dikenli çalılıklar gözüne çarpmış. Ancak dikenli olduğu için oraya giremeyeceğini düşünmüş. "Nasıl yaparım?" diye düşünürken Haset, "Bir sopayı al ve yokla çalılıkları…" diye aklına fikir sokmuş. Heyecan, etrafına bakmış ve bulduğu uzunca bir çubuğu eline almış. Çalılıklara dönüp "Hey Aşk, buradaysan çık seni gördüm!" diye seslenmiş. Oysa Aşk'ın orada olduğunu görmemiş. Sadece "beni uğraştırmadan çıkar belki…" diye düşünmüş yada Haset, o şekilde fısıldamış kim bilir! Ses çıkmamış ve Heyecan çubuğu çalılıklara sokmaya başlamış…
Ve Aşkın Gözü Kör Oldu!
Heyecan, kapıldığı hisle çubuğunu çalılara batırırken bir ah sesi duyulmuş. Aşk, üstü başı perişan, elleri gözlerinde ve kanlar akmakta… Heyecan bu manzara karşısında ne yapacağını şaşırmış. Aşk'ın bu durumu diğer duyguları aslında çok etkilememiş. Ancak Heyecan, o kadar çok üzülmüş ki Aşk'a yalvarır derecede af dilemiş. O kadar ki Aşk sonunda demiş ki:
"Heyecan, bak iki gözümü kör ettin. Bu saatten sonra bana gözlerimi ver desem, veremezsin. Ama benim gözlerim olabilirsin. Bu nedenle seni affetmem için bana hayatın boyunca kılavuzluk yapmalısın. Ancak bu şekilde telafi edersin" diye söylenmiş.
Heyecan ise hiç düşünmeden:
"Eğer beni affetmiş olacaksan elbette, neden olmasın…" demiş.
İşte bu nedenle Heyecan ve gözleri gör olan Aşk, hep birlikte olmuşlar ve hala birlikte yaşıyorlarmış…