Dağlarda sürerim zevki sefayı
Şehrin muhabbeti desen palavra
Kızıl dudaklarda buldum cefayı
Mabudum Tanrı gönlüm camii, havra
Dağlar, kara sevda mavzer sesi inceden
Muhabbet beşer yalanı inanan alıktır
Onun dili üstündür bin Latince’den
Dehşet saçtı anılar aslım Çalıktır
Öldürmek için yaşadık durduk
Namerdi ezip kurşuna dizdik
Varımızla al kanımızla vurduk
İşte o Bozkurt olanlar bizdik
Yurdumun dağları bana yâr
Ruhum füze ışıklarından kalma ağyar
Ak yazı kan olup yansa bu diyar
İşte o zaman olurum bahtiyar
Ben yüce büyük bir ırkım
Çin sarayı basar içimden kırkım
Benim de senden yoktur bir farkım
Türk ırkı yücelsin isterim
Ozoğlu, derler benim ismime
Selam duracak ordular benim cismime
Kefensiz tabuta girmektir maksadım
Sanma ben bu uğurda durdum, aksadım
Dermanı olmayan mavzer yarası
Bana göre sevgilimin dudağı
Merminin topun olmaz arası
Yüce Tanrım bizim ellerimizle delsin dağı
Ben, tatlı candan geçenlerdenim
Ben, bu diyardan göçenlerdenim
Istırap deneni şerbet deyu içenlerdenim
Göktanrıya kolların açanlardanım
Namlulari yasla delinsin bağrım
Namlulari yasla işte budur çağrım
İşte o zaman dinecek ezeli kalp ağrım
Yolbaşçım Atsız açarak kollarını
Hoşgeldin oğlum Ozoğlu kutlu olsun diyecek
(OZOĞLU)