Bugün hayal kuruyorum sevgilim. Bugün sana anlatacağım çok şey var biliyor musun, kahve içmekten aciz bedenimin sırtında kanatlar var bugün, koca çirkin kırmızı kanatlar var. Görmeni isterdim, kendini atmasaydın o tren rayına, bana sarılmanı isterdim şu an, kanatlarıma dokunmanı isterdim. Saçlarımı okşamanı isterdim, bana sigara sarmanı bile isterdim. Önümde oturan kişinin, acılarım değil, sen olmanı isterdim. İsterdim sevgilim, gerçekten. Ama karşımda gençliğim var. Bir şeytan gibi sessiz bakışıyla yüzüme, nefret ediyor benden, başaramamışlığıma küfürler yağdırıyor. Bense özür diliyorum yalnızca, ağlıyorum, yanan ellerimle siliyorum gözlerimden yaşları, sildiğim şeyin kan olduğunu anladığımda kusuyorum üstünde oturduğum kaldırım taşına, etrafıma bakıyorum. Bir trenden inmişim az önce, bir dakikayı aşkın yürümüş, evinin önüne gelmişim. Koca demir bir kapı var karşımda, o kapıdan geçtikten sonra hiçbir şey aynı olmayacak biliyorum. Seni kaybetmeye açılan kapı bu. Tenine sarılmak, kalbine dokunmaktan cazip geliyor o an, yenik düşüyorum insanlığıma. Affet sevgilim. Bunun için de affet beni, eksik bir veda oldu bu, seni kaybetmeyi bile beceremedim. O kapıdan çıktığımda şeytanın beni karşılaması sanki bir dakika öncesi gibi, nasıl tuttu kolumdan, yere vurdu beni. “Ben…” Dedi hırıltılı sesiyle, “Seni en nefret ettiğine çevirdim.” Öyle de yapmıştı, en nefret ettiğim olmuştum o günden sonra, en sevdiğimden uzaklaşmıştım. Senin için olmasa da, seninle değişmiştim. Senin bu uğurda terk edemediğin şeylerin yanında ben kendimi terk ettiğimde, suçlu sen değildin. Çünkü bunu senin için yaptığımı anladığımda, evimin önünde seni bekliyordum. Ben hiçbir zaman içimde ağlayan çocuğa sarılmak istememiştim. Onu öldürmek, devam etmek istemiştim. Bunu fark etmek büyüttü beni. Sonrasında bir kadınla tanıştım. İnanır mısın, ben sana ne söylersem onu söyledi bana, sana nasıl bakıyorsam öyle baktı. Öyle çaresiz, öyle acınası. Öyle kul oldu bir kulun aciz bedenine. Beni büyütenin, onu da büyütmesi gerekmez mi sevgilim? Bana söylediğin her şeyi ona söylememin yegane sebebi de budur. Bir gün, herkes bizim gibi olacak biliyorum. Doğru olanı değil, onlara yapılan yanlışları yapacaklar insanlara. Bu büyütecek insan evladını. Bu şekilde varacağız maviliklere.
Sana bir başka mektup yazacağım.