içinde

Temmuz

Aylardan hüzün,

Bu tanıştığım hangi yüzün?

Bilir misiniz yazın soğuğunu, ayazını

Bir temmuz akşamı iç üşümesi,

İçimin bitmek bilmez kışı

Durulmadı gönlümün sessiz fırtınası

Sahi temmuzda da üşünür müymüş? Yürekler buz tutmuşken mevsim yaz olmuş fark eder miydi? Sevgiler ifadesiz, yüzler anlamsız, eller ayrı, uzaklarda kaybolmuş sesler.. Her kelime soğuksa, incelikler kaybolmuş, bir katre manadan mahrumsa yürekler.. Varsın bu mevsimde böyle geçsin, elbet açılır sevdaya tavanarası sandıklarda saklanan ümitler..

Uzaklardan gelen yolcunun kesesinde umut saklı

Bulur mu sahi bizide bir parçası?

Belki o zaman geçer

Bu saçma hayat sancısı…

Yürekten yüreğe yol vardır dediler. Benim yüreğimden yollar sapa çıktı. Yolcuydu beklenen gün sonunda gelen. Her zaman tükenmişti geceler, yürürken saatler aydınlığa. O halde dağıt ey yolcu kesendekileri bu çorak sevdalara. Yağsın üzerimize nuru pak ışığı sevmenin. Yeniden yeşerelim binlerle yüklü aşkı baharın mis kokularında.

Sevinç ol gel bir çiçeğin özsuyunda

Taşın da gel.. hayat ağacında soluklan da geç kalmadan gel!

Burası tarumar, güz sarısı, toz toprak

Taşın da gel.. yağmur ol nehirlerde aman ha bekletmeden gel!

Yazar Süreyya GÜL

2 Yorum

Yorum Bırakın

Bir yanıt yazın

mutevazi2

Mütevaziysen Saygım Sonsuz

Kahvaltılık Çikolatanız da Organik Olsun