Ve şimdi beni kıyısına ittikleri o uçurumdan aşağıya bıraksam kendimi, parçalara ayrılsa bedenim, kanımla ıslansa o kayalıklar, dalgalar boyansa kan kırmızısına, benim için harlar o kızıl diyarın ateşini Tanrı.. Dünyada yaşadığım cehennemi yok sayarak, küstahça. Elime tutuşturdukları o silahı dayasam tam şakaklarıma, namlunun soğuğundan buz kesse bedenim, saysam ona kadar içimden, yedi olmadan bassam tetiğe, yüzüm kanımla ıslansa bu defa gözyaşlarım yerine, nefes aldığım vakitler yüzünü, gülüşünü, kelamını esirgeyen kimseler ağlarlar ardımdan yüzsüzce.. Bana bir omuzu çok görenler omuz ararlar kendilerine.
Oysa nerede bekler beni Tanrı, bilmem; bu satırları yazarken yaşayıp yaşamadığımı, o uçurumdan kaç kere düştüğümü, o tetiğe kaç kere bastığımı bilmediğim gibi. Oysa ilk ne zaman öldüm, bilmem, son ölüşümün ne zaman olacağını bilmediğim gibi. Hangi günahımın vebali bunlar bilmem, seni bilemediğim gibi. Delik deşik ruhum, çok söyledim onlara mezara koyuyorsanız eğer bedenimi, iki tahta çakın üstüme, bir avuç da toprak serpin, diye. Kaç gece yağmur yağdı bu mezarlığa, kaç gece ıslandı çürümeye yüz tutmuş tenim. Yaşatmak istedim ruhumu, beceremedim. Bir kurşun misali parçaladı ruhumu her şeyden bir haber olan o damlalar, çamur yağdı, kan yağdı üstüme. Ama onlar, söylediklerime kulak asmayanlar utanmadılar, geçtiler karşıma kirlenmişsin dediler, kalmamış masumiyetinden eser.. Kan damlıyordu ağızlarından, köpük köpük; birkaç ölüme daha imza atıp gelmişlerdi karşıma. O sırada bir yerlerde kuduruyordu deniz, köpük köpük cesetler vuruyordu kumsallara.
Yaşatmaya çalışırken ruhumu onlardan olmamanı diledim, onlardan olduğunu bile bile. Tüm çabamı sana kavuşmaya yordular, tüm çabamı sen olmaya. Hiçbiri bilmedi, senin bilmediğin gibi, tüm çabam kurtarmaktı kendimi senden, şu aklımı, varlığından alıkoymaktı. Çünkü bilmiyordum, çünkü hala bilmiyorum nasıl vazgeçilir senden, nasıl yazılmaz o gülüşüne şiirler.. Nasıl yürünür bu şehirde bu her sokakta seni görmeyi beklemeden, nasıl içilir o son kadeh tam karşımda olmanı dilemeden..
Biliyorsan eğer, anlat..
Nasıl?
Yitiriyorum aklımı bu soruların içinde, yardım et bana,
Nasıl?
Adın üç harf, ölüm dört,
Söyle artık bana..
Nasıl?