Ekranın başında ilginç gezi rehberi oluşturmak için birkaç siteyi incelemeye koyulmuştum. Bu sitelerden birinde terkedilmiş bir köy dikkatimi çekmeyi başarmıştı. Kamp çantamı hazırladım ve yol arkadaşım T’yi de alarak araba ile bu köyün yolunu tuttuk. Köye vardığımızda ortada köy denilecek hiçbir şey yoktu boş bir arazi ne ağaç ne ev ne de başka bir şey bu koca arazinin ortasında büyük heybeti ile bir beton yığını duruyordu. Ne pencere ne kapı hiçbir şey yoktu. Bunca saati bunun için mi geldik diye söylenmeye başlamıştı T.
Gece 3.27 olmuştu bile geri dönemezdik çünkü yakıt alacak bir yer bulamamıştık ve hava çok soğuktu bu yüzden geceyi bu harabenin içinde konaklamaya karar vermiştik ki küçük bir kız çocuğu gözüme çarptı. T’ye onu gösterdim ve ikimizde şok içindeydik. Bu kız çocuğu beyaz kanlı elbisesi, çıplak ayakları ve dağılmış saçları ile merdivenlerden ikinci kata çıkıyordu. Bizde arkasından yukarı çıkmaya başladık merdivenler uzadıkça uzuyor sanki saatlerdir bitmiyordu duvarlarda Arapça yazılar belirmeye başladı.
T ve ben tir tir titriyor ama yine de kızı takip etmeyi bırakmıyorduk. T merdivenlerde yığılıp kaldı onu kaldırmaya çalışsam da nefes nefese bir şey gördüğünden bahsediyordu. Ne anlatmaya çalıştığını anlamadan başımı kaldırıp ileriye doğru baktım. Merdivenlerin sonuna gelmiştik ama burada bir duvarla bitiyordu yani bu merdivenlerin ulaştığı bir yer yoktu. İyice korkmaya başladım çünkü gördüğümüz kızdan da hiçbir iz yoktu sadece duvarda beni gören benimle gelir yazıyordu. Bu yazının ne anlama geldiğini anlamak için uğraşmadan merdivenleri hızla inmeye başladık. Giriş kata geldiğimizde dört duvar arasındaydık çıkacak hiçbir alan yoktu. oturup ağlamaya başladım. Bir yandan da merdivenin bitişinden korkunç çığlık sesleri evin girişine kadar ulaşıyordu. T ve ben yere çökmüş başımıza geleceklerden korkuyorduk. Derken T eliyle yerde duran koyu yeşil bir defteri işaret etti. Deftere ulaştım ve açmaya çalıştım. O kadar korkmuştum ki defteri açmakta zorluk çekiyordum. Sinirlenen T defteri elimden aldı ve açıp okumaya başladı ilk sayfa sevgili günlük diye başlıyordu. Bu defter muhtemelen gördüğümüz kıza aitti.
Defterde mutlu bir ailesi olan bir kızın yazabileceği paragraflar yazılıydı. Okumaya devam ettik her şey normal görünüyordu ta ki 15 Nisan 1979 tarihli sayfaya kadar, bu sayfada kızın duyduğu bir sesin sürekli ona ailesinin ona zarar vermek için uğraştığı ve kendini koruması gerektiğini söylediği yazılıydı. Ertesi günün tarihinin yazıldığı sayfada her şey bitti artık özgürüm yazılıydı. İyice korkmuştuk; çünkü sonraki tüm sayfalarda beni gören benimle gelir yazılıydı. T dua etmeye başladı ve bende ona katılmak istemiştim ki ensemde bir nefes hissettim. Artık her şeyin bittiğini düşünmeye başladım ve arkama dönmeye cesaret edemedim ama ensemdeki o nefesin gördüğümüz kıza ait olduğunu biliyordum daha sonra T’nin yerde kıvrandığını gördüm. Artık her şey için çok geçti ve ruhumun çekildiğini hissedebiliyordum. Gözümü bir hastane odasında açtım. T’nin kalp krizi geçirdiğini öğrenmiştim. Ama arkadaşlarımızın bizi bulduğu yer evimin bir sokak ötesinde bulunan boş arazi olduğunu söylediklerinde inanamamıştım. Bu yüzden yaşadıklarımızı kimseye anlatmamaya karar verdim. Bu kararımı T’ye danışamamıştım çünkü o artık yoktu.
Hastaneden taburcu olup T’nin cenazesine katıldıktan sonra onun ölümüne sebep olduğumu düşünerek vicdan azabıyla evime döndüm. Yaşadığımız olayları araştırmaya karar verip bilgisayarın başına geçtim. Bu evi, konumunu ve bu kızı araştırmaya başladım. Zaman ilerledikçe daha çok ürküyordum kızın defterine yazdığı tarihte bu evin sakinleri vahşice öldürülmüştü ve küçük kızları L. o günden beri kayıptı. Kız yıllarca aranmasına rağmen onunla ilgili en ufak bir ipucu bulunmamıştı. Tekrar o eve gitmeye karar verdim. Her şeyi hazırlayıp yola koyuldum gittiğimde ise köyün girişinde beni koca bir duvar karşıladı. Köye giriş tamamen kapatılmıştı. Sadece duvarda kocaman harflerle
BENİ GÖREN BENİMLE GELİR, HOŞGELDİN yazılıydı. Ensemde bir nefes hissettim bir de büyük bir acı.
-SON-