içinde

İnsanlar Çift mi Yaratıldı?

Ben İzmir doğumluyum. 23 yaşıma kadar – üniversite süreci de dahil olmak üzere – İzmir’de yaşadım. 2009 yılından beri İstanbul’da yaşıyor olsam da hala daha gönülden İzmirliyim. Fakat babamın doğduğu ve nüfusunun kayıtlı olduğu yer olan Manisa ilinin Alaşehir ilçesi mecburen benim de nüfusuma işlenmiş. Soran olursa aslen Manisa Alaşehirliyim deyip geçiyorum.

İzmir’de ailemin ilk evladı olarak dünyaya geldim. İlk evlat ve tek erkek evlat olacağım o günlerde bilinmezmiş tabi. 4 yıl kadar sonra bir kız kardeşim oldu. Benim doğumumdan yaklaşık 16 sene sonra da bir kız kardeşim daha oldu. Böylelikle 3 kardeş olduk. Kardeşlerim de benim gibi İzmir’de doğdular ve büyüdüler.

Üniversiteyi Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Televizyon ve Sinema bölümünde okudum. Şimdiki eşimle de Ege Üniversitesi’nde tanıştık ve evliliğe uzanan birlikteliğimiz oldu. Üniversite süreci ilginç bir süreçtir. Yaşayan herkes çok iyi bilir. Bazen derslere bile girmezsiniz ama kampüste ya da çevresinde tabiri caiz ise “takılırsınız”. Haliyle ben de günün büyük çoğunluğunda “takılan” bir öğrenciydim. Üstelik kız arkadaşınız da aynı üniversitedeyse ve ikinci öğretimse kampüs neredeyse sizin eviniz haline gelir. İşte benim için tam da böyleydi.

Tabi kampüs ve çevresinde genelde müdavimi olunan mekanlar vardır. Yemeği ayrı, çay ve kahvesi ayrı, eğlencesi ayrı mekanlarda olur. Ama illa aynı mekanlardır. Benim için de böyleydi. Başka yere pek gitmezdim. Fakat üniversitenin 2. yılından sonra kampüs içerisine yeni bir cafe açıldı. Adını şimdi ne yazık ki anımsayamıyorum. Ege Üniversitesi’ni bilenler belki hatırlamamda yardımcı olacaklardır. Mediko’nun karşısında, yüzme havuzunun solunda, yemekhanenin sağında; önünde ufak bir çim alanı olan cafe.

İçerisi yeni dekore edilmiş, kampüste olmayan menülerin getirildiği, fiyatların bir miktar daha yukarıda olduğu; haliyle biz İzmirlilerin her ortamda olduğu gibi kendimizi diğer şehirlerden gelen öğrencilerden ayrıştıracağımız nadide mekanlardan bir tanesiydi. Ben ve kız arkadaşım (şimdiki eşim) o cafenin müdavimi haline gelmiştik. İkimizin de fakültelerinin tam orta noktasında bulunması da bunda bir etken tabi.

Bir gün öğle arasında cafe içerisindeki tezgahın önünde, hazırlanan yemeğimi beklerken ahçıbaşı bana döndü ve; “Sen Manisa Alaşehirlisin değil mi kardeşim?” diye sordu. “Nasıl yani?”, “Nasıl olabilir böyle bir şey?”, “Nüfusumda yazan memleketi nasıl bilebilir?” gibi sorular aklımdan geçerken ve büyük bir şok yaşarken ağzımdan hızlı bir biçimde “Evet” cevabı çıktı. “Evet, Manisa Alaşehirliyim!”

Ahçıbaşı kendinden emin bir ifade ile; “Tabi ya, senin ikiz kardeşin İstasyon Caddesinde CD satıyor.” dedi. Zaten büyük bir şok geçiriyorum. Nereden çıktı şimdi ikiz kardeş? Ben ahçıbaşına, ahçıbaşı bana bakıyor. Kız arkadaşım ise ikimize de bir tenis maçı izler gibi kafasını oynatarak şaşkın şaşkın bakıyor.

O sırada ağzımdan sadece şu sözler çıkabildi; “İyi de benim ikiz kardeşim yok ki. Ailem de Alaşehir’de yaşamıyor!”. Bu sefer şok yaşama sırası ahçıbaşıdaydı; “Olur mu ya? Nasıl olur? Aynı, birebir sen işte! Hem sen Alaşehirliyim demedin mi?”

“Evet kardeşim, Alaşehirliyim. Ama benim ikiz kardeşim yok! Hatta erkek kardeşim bile yok! Ailem de Alaşehir’de yaşamıyor. İkiz kardeşim ve hatta erkek kardeşim olsa bile Alaşehir’de CD satma ihtimali yok!”Allahım ben neler söylüyorum? Yani ikiz kardeşim olması, erkek kardeşim olmasını ihtimal olarak bile saymaya mı başlıyorum? Yapma Mehmet! Kendine gel!

O günü nasıl bitirdim hatırlamıyorum! Akşam koşa koşa eve gittim. İlk iş anneme ve babama evlatlık olup olmadığımı sormak oldu. Ne kadar saçma değil mi? Sanki Türk filmi senaryosu gibi. Ben de gidip ailesine bu soruyu soran “aptal çocuk” oluyorum. Ama haksız da sayılmam. Hadi biri çıkıp bana; “Senin ikizin falanca yerde CD satıyor.” dese; “Benim ikizim yok ki!” diyerek umursamam. Ancak ahçıbaşı ile olarak memleketimi söyledi. Sonra Alaşehir’de tek iyi bildiğim yer olan İstasyon Caddesi’nden bahsetti. Ha bir de CD satan ikiz kardeşimden!

Ailemin verdiği güvenceye göre ben evlatlık falan değilim. Ya da başkasına evlatlık verdikleri bir ikiz kardeşim yok. Yüreğime su serpildi. Sanki olsa ne olacaktı? O da ayrı bir tartışma. Ama ben o gün bugündür hep düşünürüm. Acaba insanlar çift mi yaratılmışlar? Her birimizin tıpa tıp bir benzeri var mı?

Bugünlerde de şeytan sürekli dürtüyor. Bunca zaman gidip görmedin. Atla git Alaşehir’e. Bul ikiz kardeşini. Bak bakalım acaba aynaya mı bakıyorsun? Konuş biraz. Belki ikiz kardeşin gibi görünen insanla aranda inanılmaz bir dostluk oluşacak. Belki gerçekten olmasa da ikiz kardeş gibi olacağız.

Yazar Mehmet Ortaç

Dijital Pazarlama Uzmanı

https://mehmetortac.com/

Bir cevap yazın

Fırat Tanış İle Gelin Tanış Olalım

Neee!!! Zeka mı??