Ego

Aklım başımda mı, değil.

Derin mi mevzular, su götürmez.

Yazıp yazıp sildiklerimi bir görseniz aynaya ihtiyaç duymazsınız. Mahalle, muhallebi hesabı ile çalkalanırken Green Park geceleri ayaza vurur. Kuşlar güneye uçarlar. 

Öpüp alnından insanlığımı, sıkıca kucaklayıp merhametimi gidesim var uzaklara, kimseye tahammülüm kalmadı, muhabbete âşık atacak dost bildiklerim sırtımın kamburunda kaşık yarışına girmişler… Sizi gidi çorbacılar sizi, riya akıyor bakışlarınızdan, içten içe beğenilme, takdir edilme güdüsü barbarca fethetmiş dininizi imanınızı… Hak mücadelesi palavra.

Yalancı, sahtekâr, ikiyüzlü dostlar… Dost dediğime bakmayın yedi kat yabancılar daha dost içtenliğimize… 

Ah o dost bildiklerim. Üstü başı öfkeye batmış kin nakışlı bakışlarınız ve gelen misafirlerim önünde harcadığınız gururum basamaklarınız oldu, haram olsun. Kırılsın ayaklarınız, kırılsın kolunuz kanatlarınız. Sırtımdaki ayak izleriniz içimin tüm organlarının değiştirdi yerini, buz tutmuş cam gibi dağıldı milyona umutlarım. Beklentilerin sabahına çöktü cehennem, Green Park sabahları da ayaza vurdu, cehennem soğuğu. Bir hayvanları severim bir de ağaçları. Sırt üstü uzanıp bakınca göğe ağlaşan bulutların dostluğuna güvenirim gerisi hikâye…

Murdar bir devrin ucube dostluklarına güvenilmez palamudum, hangi ezeli değerin içten içe yanan ego tutkusu karşısında kıymeti kalmıştır? Kibir mahallinize yakın olmak istemem, ulviyetinize gölge düşmesin o nedenle uzak duruyorum sizlerden. Sızılar küstah ve mağrur lisanların imtiyaz çukuruna düşmüş – görünüşte yüksekte gerçekte alçak – benliğin semalarında yüreğim. Çeker giderim! Gelirken hesap vermedim ki giderken hesap vereceğim.

İnsanı insan yapan kan ve ego değil, inançtır! Kişiliğin, kırgın çiçek bahçelerinde bile tebessümü ve iyi niyeti elden bırakmamasıdır. Milyon defa üzülmüş olsam da kimseyi üzemem! Gölgelerime ve limanlarıma kaçarım. 

En güvenli liman “ben”dim, ben de kendime sığındım; dün, bugün ve daima… Green Park hep ayaz, cehennem ayazı…Beyaz perdede hep aynı siluet, insan maskesi takanların repertuarı edebiyattakilerden fazla; bir değil bin Shakspeare, bin Juliet, bin Kavuklu, on bin Hacivat… Suflörsüz milyon Güllü Agop…

Eskisi kadar güvenememek insanlara, eskisi kadar sevememek insanları; egoistlerin bir kalbe düzenlediği planlı bir cinayet…

Serenat yapıyor Romeo…

İnsanlar yalancıydı, insanlar hırslıydı, insanlar zalimdi, ben de edebiyata sığındım…

Dinle00:00
1.0x

Yazıya yorum bırakın

Önceki Yazı

Sonraki Yazı

Takip Edin
Arama Trend
Rastgele Yazılar
Yükleniyor

Oturum açma 3 saniye...

Kaydolma 3 saniye...