Bir deli yağmurdun sen. Yağışını tepeden tırnağa beni ıslatmanı severdim. Her damlan içime işlerdi; her damlan yüreğime akan bir nehire dönüşürdü.
O ıslak halimle tir tir titrerken bir tek damlanı bile kaçırmamak için kapanmazdım hiç bir yere. Yağmurdan sonra üşümeyi kim sever? Ben severdim işte. Bir yağmur bağımlısına dönüştürmüştün beni.
Sen yağdığın zaman elinde şemsiyeyle gezen kaçışan insanları gördükçe öfkelenirdim. Seni hissetmeyen insan neden yaşar ki dünyada? Sonra dağılırdı öfkem ve gururlu bir tebessüm kaplardı yüzümü. Hiç kimsenin farkına varamadığı o güzel damlaların sahibi bendim. Bu beni herkesten ayrıcalıklı kılıyordu. Onlar sıradandı ben farklı.
Uçurumun dibindeki yalnız çiçektim ben. Tek besinim yağmurdu. Yağışını beklerdim. Kurak günlere, ayaz gecelere inat hiç bitmeyen bir umutla beklerdim. Kapardım yapraklarımı bükerdim boynumu direnmek için.
Umudumun yitip gittiği günlerde oldu elbet; bekleyişin işkenceye dönüştüğü anlarda. Yağmama ihtimalin yoktu ama sabırsızdım. Yağacağın zamanı iyi bilirdin zira… Yağacağını bilerek hasret çekmenin tadını da sevdim zamanla. Beni soldurmayacağını bilirdim.
Benimle birlikte bekleyen diğer yalnız çiçekler artık yağmayacak diye kendi yağmurlarından vazgeçtiler kendilerini solmaya terkettiler; oysa ben haykırdım onlara bekleyin benim yağmurum hepimize yeter diye yanılmadığımı yağdığında anladım.
Öyle kıvamında yağardın ki; ne sel olup yıkardın duvarları ne de birkaç damlayla kandırırdın dünyayı. Hep yettin hep şükür dedirttin. Seni taşıyan bulutlar bile hiç siyah olmadı. Yakışmazdı sana kara bulutlardan düşmek dünyaya aydınlığını severdim senin. Yağmurdan sonra gökkuşağına dönüsmeni severdim. Her damlan ayrı bir renkti gözlerimi alamazdım o renk cümbüşünden. Çabuk kaybolacağını bildiğim için bir saniye ayırmazdım gözlerimi. Güneşe teslim olurdun sonra her gidişin döneceğinin müjdecisiydi bilirdim.
Buralar yine kurak; ne bir bulut var ne de yere düşen tek bir damla. Direniyorum ama geciktin ey yağmur. Sitemdir sanma vardır bir bildiğin ama sen olmadan solup gideceğim bu çorak dünyada. Yağ ve sırılsıklam et beni. Ben öyle tutkulu öyle yağmur delisi…