Bir İlişkide Yapmamanız Gereken 10 Şey

Zamanla fark ettim ki bir ilişkiyi yıpratan şey büyük hatalar değil, küçük tekrarlar oluyor.
Okuduklarım, dinlediklerim, yaşadıklarım derken şunu anladım:
Mutlu bir ilişkiyi ayakta tutan şey “doğruyu yapmak”tan çok, yanlışa devam etmemek.
Çünkü insanı bazen sevgisizlik değil, aynı hataların tekrar etmesi yorar.
Bu yüzden yıllar içinde biriktirdiğim gözlemlerden yola çıkarak, kalıcı ve huzurlu bir ilişki için yapılmaması gerekenleri toparladım.
Ne kesin bir kural listesi, ne de bir reçete bu…
Sadece içten bir hatırlatma: bazen eksiltmemek, en büyük sevgidir.

1. Sevgi Uğruna Kendini Kaybetme

Birini çok sevmek, bazen farkında olmadan kendinden vazgeçmektir.
Başta hoş gelen o “biz” hali zamanla “ben”i siler.
Ne sevdiğini, ne istediğini, kim olduğunu unutursun.
Oysa gerçek sevgi, iki bütünün yan yana durabilmesidir.
Bir taraf diğerini yutuyorsa, o ilişki artık sevgi değil, bağımlılıktır.

2. Kurtarıcı Olmaya Çalışma

Karşındaki insanı değiştirmek, düzeltmek, “daha iyi biri yapmak”…
Hepsi iyi niyetle başlar ama sonunda seni yorar.
İlişki, bir rehabilitasyon merkezi değil; iki insanın birbirinden öğrenme alanıdır.
Onu kurtarırken kendini kaybetmemeye dikkat et.
Bazı insanlar yalnızca kendi düşüşlerinden öğrenir, senin sabrından değil.

3. Sessizlikle Cezalandırma

Küsüp susmak, sevgiyi sınamanın en kolay ama en yıpratıcı yoludur.
Sessizlik, dışarıdan soğukkanlı görünür ama içeride sevgiyi çürütür.
Kırıldığını anlatmak zayıflık değildir; tam tersine duygusal cesarettir.
Konuşmamak huzur getirmez, sadece aradaki mesafeyi derinleştirir.

4. Geçmişi Taşımaya Devam Etme

“Sen o zaman da böyle yapmıştın” cümlesi, birçok ilişkinin görünmez bıçak yarasıdır.
Affetmek, unutmak değil; yeniden cezalandırmamaktır.
Bir defteri kapattıysan, kapağını karıştırma.
Her sayfa açıldığında biraz daha yırtılır.

5. Kıyaslamanın Tuzaklarına Düşme

Başka ilişkilerle, başka insanlarla, hatta geçmişteki “sen”le bile kıyaslama.
Hiç kimse bir diğerinin kopyası değildir.
Kıyaslandığını hisseden biri artık yanında değil, senden uzaklaşma planındadır.
Her insanın sevgiyi gösterme biçimi farklıdır.
Bazen sessizdir, bazen küçük bir hareketle anlatır.
Anlamaya çalış, ölçmeye değil.

6. Her Şeyi Kontrol Etmeye Kalkma

“Neredesin?”, “Kiminlesin?”, “Niye yazmadın?”
Bu cümlelerin ardında genellikle sevgi değil, korku vardır.
Kontrol, güven gibi görünür ama temeli güvensizliktir.
Gerçek bağ, özgürlükle güçlenir.
Birini kontrol etmeye çalıştığın anda, aslında kaybetmeye başlarsın.

7. Duygularını Sosyal Medyaya Taşıma

İlişki, izlenmesi gereken bir gösteri değildir.
Herkesin göreceği imalı paylaşımlar, sessiz tepkiler, hikâyeler…
Hepsi anlık rahatlama sağlar ama uzun vadede duygusal mesafeyi büyütür.
Sorunlar ekranlarda değil, gözlerde çözülür.

8. “Onu Artık Tanıyorum” Sanma

Bir insanı tamamen tanıdığını düşündüğün an, o zaten değişmiştir.
Hepimiz zamanla başka birine dönüşürüz.
Aynı kelimelerle farklı şeyler anlatırız.
Gerçek sevgi, bu değişimi kabullenmeyi gerektirir.
“Sen eskiden böyle değildin” demek yerine, “Bugün seni ne değiştirdi?” diye sor.

9. Sürekli Haklı Olma Mücadelesi Verme

Bir tartışmayı kazanmak, bir ilişkiyi kaybetmekten farksızdır.
Haklı çıkmak çoğu zaman yalnız kalmaktır.
Bazen “özür dilerim” demek, “haklıyım” demekten çok daha güçlüdür.
Ego doyar ama kalp aç kalır.
Birini anlamak, onu yenmekten daha değerlidir.

10. Sabırla Sevgiyi Karıştırma

“Seviyorum, dayanırım” demek, kendine ihanettir bazen.
Sevgi, acıya tahammül etmek değil, iyiliği paylaşmaktır.
Bazen gitmek, kalmaktan daha sevgi dolu bir davranıştır.
Çünkü gerçek sevgi, iki tarafı da iyileştirir; birini törpülerken diğerini tüketmez.

Belki de sağlıklı ilişki, aynı yönü değil; aynı yolu seçebilmektir.
Birlikte yürümek bazen sessiz, bazen zordur; ama dürüstçe atılan her adım,
sevginin en insani halidir.

Sizlerin de eklemek istedikleri, yaşadıklarından çıkardıkları varsa yorumlarda paylaşabilirsiniz.
Belki de birinin eksik kalan cümlesi, bir başkasının ilişkisini kurtarır.