içinde

Aşiyan Yollarından Seslensem Duyar Mısın?

Genç adam geç saatlerde aşiyan mezarlığının önünden geçerken hıçkırık sesleri duyar. Sağa sola baktığında mezarlığın önündeki ağacın altında ağlayan bir kız görür. Kız alımlı mı alımlı güzel mi güzeldir. Çekinir ilk başta yanına gitmeye sonra usulca yanaşır korkutmamak için. Yardıma ihtiyacı olup olmadığını; neden ağladığını sorar.

Kız önce çekinir sonra yakın bir zamanda tam da bu noktada arkadaşlarını trafik kazasında kaybettiğini söyler. Genç adam gecenin ayazında titremekte olan kıza ceketini çıkarıp sarar. Sonra sabaha kadar sohbet ederler.

Gün aydınlanmaya başlayınca kız eve gitmesi gerektiğini söyleyerek genç adamla vedalaşır. Aşiyan yokuşunu tırmanırken genç adam onu takip eder, evini öğrenir.

Aradan birkaç gün geçmiştir genç adam bir türlü kızı aklından çıkaramaz aşık olmuştur çünkü. Gidip kızla konuşmaya niyetinin ciddi olduğunu anlatmaya karar verir, yola koyulur. Kızın evindedir şimdi heyecandan eli ayağı dolanır birbirine ve kapıyı çalar.

Kızın annesi açar kapıyı genç adam kızı sorar; annesi ağlamaklı sanırım haberiniz yok kızım vefat etti der. Genç adamın gözleri faltaşı gibi açılır. Karşısında darmadağın olduğunu farkeden anne genç adamı içeri buyur eder. İnanamaz genç adam ve geçen gece yaşadıklarını anlatır kızın ailesine. Anne bunları dinlerken dayanamaz baygınlık geçirir. Kızın babasıyla zar zor kendine getirirler kadını.

Baba başlar anlatmaya; kızının 2 sene önce arkadaşlarıyla birlikte gittiği bir eğlenceden dönerken yolun aşağısında trafik kazası geçirdiğini arabadaki 2 arkadaşıyla birlikte orada can verdiklerini söyler. Genç adam ısrarla kızı ağacın altında gördüğünü bütün gece sohbet ettiklerini söyler; anne çoktan kızının bir fotoğrafını almıştır eline ve genç adama gösterir.

Genç adam hayretler içinde kalır o gece üzerinde gördüğü kıyafetlerine kadar anlatır. Trafik kazasında üzerinde olan kıyafetlerdir bunlar oysa ki. Ama ne yaparlarsa yapsınlar genç adamı ikna edemezler ve en son mezarlığa götürmeye karar verirler.

Mezarlığa geldiklerinde genç adam bedeninin titremesine gözünden boşalan yaşlara hakim olamaz. Anne baba ise şaşkın birbirlerine bakakalırlar. Mezarın üzerinde genç adamın o gece üşümesin diye kıza sardığı ceket bulunmaktadır. Genç adam yaşadıklarına inanamaz ve geçirdiği duygusal şokla aklını yitirir.

Anne tüm bu olanlara dayanamaz ve kısa bir süre sonra kalp krizi geçirerek hayata gözlerini yumar kızının yanına gider. Geride kalan babanın ise tek bir vasiyeti vardır; herkes bu inanılmaz aşkın anısına Aşiyan’dan geçerken trafik kazasında hayatını kaybeden bu 3 genci ansın der.

Bu nedenledir ki; senelerdir Aşiyan’dan geçen herkes 3 kere kornaya basarak imkansız aşklara olan inançlarını kaybetmediklerini ispatlarlar.

Rivayet edilir ki; o genç adam hala Aşiyan mezarlığının etrafında gezmektedir. Ve bu olayın anısına mezarlığın önünde ki yıllanmış ağacın altına yaptırılan bankta hala kızı beklemektedir…

Yazar Eda ERDOĞAN

Herkesin gökyüzü kendi içindedir.

Bir yanıt yazın

iletişim teknikleri

Etkileşimde Psikolojik Yaklaşımlara Bir Göz Atalım

bazı şeyler

Bazı Şeyler