Kış mevsimiydi…
Sokaktan bulduğum kedi yavrusu erkekti ve yaramaz olmasın diye adını Uslu koymuştum.
Ses çıkarmazdı pek… Usluydu o anlamda ama gece elbise dolabımdan yatağa atlardı.. Beni uyandırıp en kuytu yerlerime girer yatardı… Hep balkondan aşağı bakar dururdu.
Bir kış balkon kapısını bağladım. Hep açıktı… Bari uyku uyurum… Gündüz tıp fakültesine gidiyorum, çıkışta galerilere camcılara uğrayıp vitrine koydugum örnek portrelere çizimlerine bakıpta fotograf bırakırlarsa vesikalık… Gece yarısı çiziyorum… Çok uykum geliyor yüzümü buzlu suyla yıkıyorum.. Bazen çizerken uyuklayıp kalem gözden burna iniyor ve bok ediyorum herşeyi… Kedi kucağımda… 7 yılda 7 bin porte çizmişim… 4′ ü Yeni Zellanda da.
Sabah erkenden sanat galerisi camcı vs kapısının altından resmi içeri atıp fakülteye… Huzurevine düşmüş eli kalem tutmayan ressama bile çiziyordum.. O kendi imzasini atıverirdi…
Genelde param olmazdı… Oluncada kitap alırdım zaten… Akşam olunca elimde kağıtlar fuzenler kömür vs portakal bahçeli sokağımdan eve çıkardım… O zamanlar Fado dinlerdim… Bir dönem 5 yıl kadar yaz kış denizde sabah 6 da yüzdüm her gün 1 saat… Ev arkadaşı sabah 7 de okula çıkardı dışarısı yağmurlu elde şemsiyeli… Bende eve girerdim saç ıslak yarı yağmur, yarı deniz suyu… Azgın dalgalarda bile yüzerdim… Adım Yunus, yukardaki Gocaman korur hesabı… gece internetçide mail yazarim ona buna.
Her sabah posta gazetesi meyve suyu katmer alıyorum… Bi güzel yerken gazete köşe yazılarını okuyorum…
Akşam Yazara bi eleştiri yazdım… Sonunuda “Burda oturmuş ne diye sana zaman ayırıyorum ki cevap yazmayacağını bile bile.. Gidip çorbamı içeyim aşağı sokakta” demiştim… Yazar ertesi gün “Ne diye sana zaman ayırıyorum ki demişsiniz ya… Ben ayırdım çünkü siz bir insansınız, sizsiniz ve çok değerlisiniz” diye cevap yazmış… Uçuk kaçık şeylerden yazdım durdum hep cevap verirdi… Balkon kapısı açık, kedi romantik…
Bir kaç gece ateşler içinde hastayım… yemek yok para yok… ilaç yok… Yazar aradı “Çocuk neredesin diye”
Az hastayım dedim… Ee git ilaç, al yemek ye dedi.. mantıklı cevaplar veremeyince… paran var mı dedi… Var desemde inanmadı… Gece yarısı para yolladı bankaya… Şemsiye kullanmadım hiç… Yağmurda ıslana ıslana gittim… Parayı aldım… Bir güzel içtim sıcak çorbayı, ilaç milaç aldım… Eve gidince kediyi gördüm, balkon kapısını kapatıp koynuma soktum, uyuduk birlikte…
Tıpta okurken, bu yazar bütün tıp kitaplarımı aldı… Fazladan dublajlar yaptı… Ne zaman zor durumda kalsam yardım elini uzattı… O bir Kızıl Melekti…
Posta gazetesi, Milliyet, TRT, Atv, Kanal D, CNN Türk’te saat başı haberleri sunan Türkiyenin en iyi haber spikeri ödüllerini aldı kaç defa… Mailleşmelerde doktora kız vermek diye bişey yazmıştım… İlk deneme kitabı Ekmek Arası Hayatta 2.3 sayfa onu yazmıştı… Sonra 10 kadar kitap yazdı, epey dilede çevrildi… Türkiye’nin en iyi makyaj uzmanlarından biri…
Yüreği sevgi ve merhamet dolu bu güzel melek bir dönem şevkatli kollariyla beni sarmalamıştı… Şimdi şu film afişinde iki eli silahlı kadın… Bu cumartesi oynadığı film sinemalarda gösterime giriyor… Çorlu çocuklu izlenebilen eğlenceli bir film… Öneririm bir aile aktivitesi olur…
Ayşenur YAZICI… Üzerimdeki emeklerini hiçbir zaman ödeyemem… Bilsen halen ne kadar muhtacım annemsi sevgine…