Can… Her ne olursa olsun bir nefes, bir ses… İnsana bazen çok şey öğreten, yeri geldiğinde en iyi arkadaş olan, yeri geldiğinde vicdan sızlatan hayvanlar…
İnsan için bir aynadır aslında hayvanlar. Kendilerine nasıl davranılırsa öyle davranırlar. Sen zarar vermedikçe zarar vermezler. Gayet masumlardır.
Hayvan sevgisi küçüklerde daha çoktur her nedense. Büyüdükçe korkular mı büyüyor yoksa kafalar mı sığlaşıyor bilinmez, çocuklar kadar masum ve cana yakın sevemiyor büyükler hayvanları… Aslında bir annenin ‘Çok yanaşma, uzaktan sev’ cümlesiyle başlamadan bitebiliyor bile o güzel sevgi… Ama kimisi ise hiç aldırmıyor; sokak hayvanı mı, temiz mi pis mi, hemen okşamaya başlıyor, beslemeye çalışıyor elinden geldiğince. Çünkü hayvan sevgisi ağır bir yüktür, vicdan işidir. Bundandır belki de herkeste olmaması…
Evde hayvan beslemek doğurmadan evlat sahibi olmaktır. Senin bakımına muhtaç, ilgi bekleyen bir canlıya sahip olmaktır. Verdiği minik nefesin sıcaklığını yanağında hissettiğinde gülümsemek, elini vücuduna koyup kalp atışlarını duyunca “iyi ki” gelmiş diye şükretmektir. Akşamları gelip yanına kıvrılıp yatmasına, patisiyle masaj yapmasına paha biçilemez bir duygudur.
Güzeldir hayvan beslemek ama zordur da bir yerde. Asla 3 günden uzun tatil yapamamak demektir. Aklını, kalbini evde bırakmak demektir beslediğiniz hayvan ne olursa olsun.
Bir “miyav”ına tav olur, huzur bulursun. Ölünce kahrolur, kaybolunca her yolu denersin bulmak için. 4-5 gündür Gupse Özay‘ın yaşadıkları gibi… Kayıp kedisi Betü‘yü sosyal medyadan yaptığı çağrılarla arayan, fotoğraflarıyla özlem gideren sanatçımıza biz de SizveBiz.Blog olarak yardımda bulunmak istedik. Fotoğraflardaki kediyi gören duyan varsa sahiplerine ulaştırmak için elinizden geleni yapın lütfen.
Ve kendiniz beslemiyorsanız bile dışarı bir tas su, bir kap yemek, hatta mama… koymayı ihmal etmeyin. Sokaktaki dostlarımızın bizlere ihtiyacı var…