içinde

Çok Sonraları

Sevgiyi kitaplardan okumuşken, nefretle beslemişken bir kalbi çıkmıştın karşıma. Yüzün güneşin battığı yere, sırtın bana dönüktü. Çöp kokan dar bir ara sokakta, hiç geçmezdi aklımdan seni tanıyacağım. Çöp kokan dar bir ara sokakta, hiç geçmezdi aklımdan, deli gibi sana tutulacağım.

O kadar harikaydın ki, dimdik. Hiç yıkılmamış, hiç korkmamış gibi. Sanki sarhoşken bile ince bir ip üzerinde düşmeden yürüyebilecekmiş gibi. Oysa ben enkazdım, cesetlerle doluydu içim. Terk edilmiş şehirdim, kaldırımlarımda güneşten sakınıp, gölgesine sığınacağın ağaçlarım yoktu. Zifiri karanlıktım, doğmazdı güneşim, coğrafyam karlarla kaplıydı. Yıllanmış parktım, banklarıma sızan sarhoşlarım yoktu. Ama sen, binlerce siyahın içinde ki beyazdın. Tozun yoktu, çamurun yoktu. Yağmur damlaları bile çekinirdi seni ıslatmaya.

Sen geldin, çok sonraları. Parçalayıp göğüs kafesimi, yüreğimi koymak istedim avuçlarına; ölümüm de yaşamım da senin elinden olsun diye. Bir kere güldün, hayatlar çıkardın enkazımdan. Bir kere sarıldın, terk edilmiş şehrimin her sokağına adım attın. Bir kere öptün, olmayan ağaçlarımın gölgesine sığındın. Güneşler doğdu sokaklarıma, eridi karlarım; yeşerdi tüm umutlarım. Sarhoşlarım bankları yatak, gökyüzünü yorgan bildi kendine.

Ve bir gün, koptu kıyamet. Ağaçlarım zemheriye kurban gitti, şehrim zelzeleye. Giderken attığın adımlardı kopan kıyamet. Sarhoşlarım bir daha uyanmadı, ruhumu kaplayan beyazlığın yerini karanlığa bıraktı. En masum yanım, Sevgili Sevgilim, hoşgeldin diyemeden veda ettim sana. Yaşat beni diyemeden, yüreğimi sıktın; öldürdün beni avuçlarında.

Güneş doğmadan gidene; doğan hiçbir güneşte dönmeyene.

Yazar Yaren Gece ÖZTÜRK

Siz Ve Biz Blog Editörü - Adana

kırlangıç-çığlığı

Kırlangıç Çığlığı

eylülde sevdim

Eylül