Size iyi davranan insanları sevin.
İyi davranmayanlar içinse sadece dua edin.
Sakın kavga etmeyin ve gününüzü mahvetmelerine müsade etmeyin.
Çünkü hayat, sabah pişmanlıklarla kalkmak için çok kısa.
Kimseyi düzeltmeye çalışmayın.
Düzeltmek gibi bir göreve bulanmayın.
Yorulmayın.
İyi davranmadılarsa hayata ve sana “hızla ordan koşarak uzaklaşın”.
O kadar fazla derdimiz olduğuna ikna olduk ki dertlerimizin çokluğuyla savaşmaktan ziyadesi ile memnun hale geldik ya da getirildik.
Günlerden bir gün, havalar sıcakken, incir ağacının altında uyuyakalmıştı Zerdüşt.
Derken bir engerek geldi ve boynundan öyle bir soktu ki onu, Zerdüşt acıdan bas bas bağırdı.
Kollarını yüzünden çekince, yılanı gördü. Yılan tanıdı o an Zerdüşt’ün gözlerini, acemice kıvrılarak kaçmaya yeltendi.
“Gitme hemen”, dedi Zerdüşt,
“Henüz kabul etmedin teşekkürümü! ”
Ve ekledi;
“Vaktinde uyandırdın beni, yolum uzun daha.”
Engerek cevap verdi;
“Artık kısadır yolun”.
Zerdüşt gülümsedi.
“Öldürücüdür zehirim”.
“Görülmüş şey midir bir ejderhanın yılan zehri ile öldüğü?” dedi.
“İyi de geri al zehrini!, zengin değilsin zehrini hediye edecek kadar bana’’.
Bunun üzerine yılan bir kez daha boynuna sarıldı Zerdüştün ve yaladı yarasını.
Zerdüşt bir gün bunu yandaşlarına anlattığında sordular ona:
“Söyle ey Zerdüşt nedir bu kıssadan çıkaracağımız hisse?”
Bunun üzerine şöyle buyurdu Zerdüşt: “İyiler ve adiller, ahlak tahripçisi derler bana… Hikayem ahlaka aykırıdır. Ne var ki bir düşmanla karşılaştığınızda karşılık vermeyin kötülüklerine, iyilikle cevap verin. Utanç verir zira bu. Bilakis, size iyilik yaptığını ispatlayın ona’’
Ve mahcup etmektense, “öfkelenin” daha iyi!
Ve size sövülürse eğer, hoşuna gitmez bunu nimetten saymanız.
İyisi mi, kısmende olsa karşılık verin sövgüye!
Ve size büyük bir haksızlık yapıldığında, vakit kaybetmeden buna beş küçük haksızlık daha ekleyin!
Tüyler ürperticidir haksızlığa tek başına katlananı seyretmek.
Paylaşılmış bir haksızlık, bir yarım haktır.
Ve haksızlığı, ancak taşıyabilecek durumda olan yüklenmelidir!
Daha insancıldır küçük bir intikam, hiç intikam almamaktan.
Ve eğer ceza, yasaları çiğneyen için bir hak ve şeref değilse cezanız eksik olsun!
Daha soylucadır, kendini haksız çıkarmak haklı göstermekten, hele de haklıysanız.
Yalnız bunun için yeteri kadar zengin olması gerekir kişinin!
Sizin soğuk adaletinizi sevmem; Yargıçlarınızın gözünden daima bir cellat ve onun soğuk çeliği bakar bana.
Söyleyin, nerede bulunur adalet ki gören gözleri olan sevgidir o?
Öyleyse yalnız bütün cezalara değil, bütün suçlara da katlanan sevgiyi yaratın.
Öyleyse yargıçlar dışında herkesi suçsuz ilan eden bir adaleti bulun bana!
Şunu da mı işitmek istersiniz? Samimiyetle adil olmak isteyenler için yalan dahi insanseverlik olur.
Fakat nasıl samimiyetle adil olabilirim ki?
Nasıl herkese kendi payını verebilirim ki?
Şu bana kafi gelmeli: Herkese kendi payımı veririm.
Nihayet kardeşlerim, yalnızlara haksızlık yapmaktan sakının!
Yalnız kişi, nasıl unutabilir ki?
Ve nasıl karşılık verebilir ki?
Derin bir kuyu gibidir yalnız kişi.
İçine bir taş atmak kolaydır, lakin dibine inerse taş, söyleyin kim çıkarabilir onu dışarıya?
Sakının yalnız kişiyi kırmaktan!
Eğer kırarsanız da onu, öldürün o zaman!
Friedrich Nietzsche
Böyle buyurdu Zerdüşt.