Zamanın birinde sen de bir çocuktun…
Canını acıtan değil de, daha çok ruhunu görmezden gelip, sana kendini değersiz hissettiren ebeveynlerin oldu…
Haklısın…
Anlayamadın, onları suçlayamadın, onlara hak da veremedin, tabii ki onlarla empati de kuramadın. Çünkü çocuktun…
Aldın bu duyguları bilinçaltına gönderdin. Üstünü de bir güzel iyice kapattın.
Ve onları sevmeye devam ettin. Onlar seni seviyorlardı, sen de onları. Olması gereken buydu. Böyle de oldu…
Şimdi büyüdün. Bedenin büyüdü, aklın gelişti. Peki ya ruhun…
Oradaki çocuk hala, o bilinçaltına gönderdiğin duyguyu kavrayamadı. Dolayısıyla, şimdi ki sen; habire o çocuğa acıyıp duruyorsun.
Üzülüyorsun onun için. Ona bunlar yapıldığı için. Bunların hiçbirini hak etmediği için. Haklısın. Hem de yerden göğe kadar…
Şimdi sana bir sır vereyim Çekirge!..
O çocuk büyüdü, içindeki gücü keşfetti, hayatta bir çok zorluğun üstesinden geldi. Bugünkü sen oldu. Yani acınacak bir durumu yok. Sadece senin bugünkü sen olarak, o çocuğa gidip, şunları hatırlatman gerekiyor olabilir.
??”Bütün yaşadıklarını yaşadın.
Yaşayacaksın da…
Tüm yaşadıkların ve yaşayacaklarınla sen, bugünkü ben oldun…
Ben, içimdeki şu gücü hatırlayarak ve hep bunu kendime hatırlatarak bugünlere geldim. İstersen sen de şimdiden başlayarak, her yaşadığın anın içine, kendime hatırlattığım bu gücü koyabilirsin.”
??O çocuğa bunları söylemeye başladığında; hatırladığı en eski anlamlandıramadığı ve incindiği her anısına bu gücü koyarak ilerleyecektir.
Böylece de onu an be an şifalandırmış olacaksın…
Şimdi hatırla Çekirge!..
Sen, içindeki hangi güçle zorluklarla mücadele ettin…
Hatırla ve o çocukla buluşmak için ikinize bir randevu ayarla…
??Seni Seviyorum…