“-Niye seviyorsun beni?”
Düşünürdüm evvelleri, her şeyin nedenini, eğrisini, doğrusunu. Yaradanı olan her şeyin bir nedeni vardır derdim, öylesine gelmiş olamazdık bu dünyaya; bir amacımız vardı, olmalıydı. Bir gün, bir ara sokakta sen çıktın karşıma, geleceğimi gördüm. Elim ayağıma dolandı, sağımı solumu zaten bilmezdim, aklımı şaşırdım. Koşarak gittim eve, birini aradım ve dedim ki “dua et benim olsun”. Sormadı, kimse sormadı neden diye. Yine de düşündüm, neden diye, bulamadım bir cevap. Kaşına gözüne tutulmadım, paran için istemiyordum seni, beni sevdiğin için sevmiyordum, bana iyi gelip gelmeyeceğini dahi bilmiyordum üstelik. Oynadığım en büyük kumardın, kazanıp, kaybedeceğime dair bir fikrim yoktu ama deli gibi oynamak istiyordum. Son nefesimi avuçlarında vermeyi diliyordum yaradandan. Deliliğimdin.
Keşke tutulsaydım kaşına gözüne, bir gün çirkin gelirdin vazgeçerdim.
Keşke paran için pervane olsaydım etrafında, bir gün biterdi ben de çekip giderdim.
Keşke beni sevdiğin için sevseydim seni, bir gün seni sevmiyorum derdin ve biterdin.
Keşke bana iyi geldiğin için olsaydım yanına, bir gün ters düşerdik, yolumda sana ters düşerdi.
Üzgünüm , yok nedenim, sadece seviyorum seni.
Öylesine,
Ölesiye.